Hilye is the general term for works dedicated to the physical appearance, morality, personality, beautiful qualities, and description of the Prophet Muhammad, as well as those of other prophets, the four caliphs, Hasan and Hussain, and certain founders of the Sufi orders. Although primarily written in poetic form, some versions involved a mix of prose and poetry or were presented graphically in the form of panels. Hilye first appeared as early as the 15th century, continued to develop over time, and have endured to the beginning of the 21st century. It is a genre unique to Turkish literature. The important factors in the emergence and spread of this genre can be identified as follows: The great passion for the Prophet Muhammad; the belief that those who read and memorize his hilye will gain great rewards in this world and in the hereafter, will see him in their dreams, and will be protected from many disasters; the desire to be worthy of the Prophet’s intercession; the desire to be remembered by leaving behind a text; the influence of Mehmet Hâkânî’s achievement on later writers of hilye; and the fact that Islam does not allow the Prophet to be portrayed by drawing or painting. In this paper, the poetic hilyes will be discussed based on the 43 examples of the form that have been identified thus far. The reasons for the emergence and writing of hilye for the Prophet will be emphasized, the development of the genre over the centuries will be revealed, and some known and frequently repeated mistakes in the genre will be discussed. Certain new texts not mentioned in the existing scholarship on hilye, and some similar poems, will also be considered.
Hilye, Hz. Muhammed’in fiziksel görünüşünü, güzel ahlakını, karakterini, güzel vasıf ve sıfatlarını, kıyafetini anlatan aynı zamanda diğer peygamberlerin, dört halifenin, aşere-i mübeşşereden diğer sahabelerin, Hz. Hasan ve Hüseyin ile bazı tarikat kurucularının öncelikle fiziksel yapıları olmak üzere onlarla ilgili diğer bazı hususları da konu edinen, ve genellikle mesnevi nazım şekliyle ve yine genellikle manzum olarak yazılan, mensur örneklerinin yanı sıra çok az da olsa manzum-mensur olarak da kaleme alınan aynı zamanda levha şeklinde de hazırlanan eserlerin genel adıdır. Türk edebiyatında ilk izlerine 15. yüzyıldan itibaren rastlanmaya başlanan hilye, zaman içerisinde büyük gelişme göstermiş ve varlığını günümüze kadar sürdürmüş edebî bir türdür.
Hz. Peygamber’e duyulan eşi görülmemiş büyük sevgi, onun hilyesini okuyanın ve ezberleyenlerin bu dünyada ve ahirette büyük mükafatlara erişeceği, onu rüyasında göreceği ve birçok felaketten korunacağına dair oluşan inançlar, peygamberin şefaatine vasıl olma isteği, iyi bir eser bırakarak gelecek nesiller tarafından anılma arzusu, rüyada görülen kimliği belirli ya da belirsiz bir kimsenin hilye yazılması yönündeki isteği, hilye sahasında Hâkânî’nin gösterdiği başarının daha sonraki hilye yazarları üzerinde bıraktığı tesir ve Hz. Peygamber’in resminin yapılmasına İslam inancının izin vermemesi bu türün ortaya çıkmasında ve yaygınlaşmasında rol oynayan önemli etkenlerdir.
Bu makalede tespit edilen 43 manzum hilye metninden hareketle manzum hilyelerin tanımı yapılacak, Hz. Peygamber hilyeleri ile diğer hilyelerin ortaya çıkış ve yazılış nedenleri üzerinde durulacak, bu türün yüzyıllar içindeki gelişimi gözler önüne serilerek türle ilgili bilinen ve sürekli tekrarlananbazı yanlışlara dikkat çekilecektir. Ayrıca literatürde adı geçmeyen yeni hilye metinlerinden ve hilye benzeri bazı manzumelerden bahsedilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 3 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 32 Sayı: 1 |