Biyolojik determinizmin teolojik olarak birçok problemi de beraberinde getirmiştir. Bunlardan ilki Tanrı'ya herhangi bir etkinlik alanı bırakmamasıdır. İkincisi de insan davranışlarının meydana gelmesinde kalıtımın etkili olduğunu belirtmeleridir. Bu düşünce insanın özgür ve iradeli bir varlık olma tasavvurunu ortadan kaldırmaktadır. Çünkü biyolojik determinizme göre DNA`mız tarafından önceden belirlenen ve davranışlarımız, beynin fizyolojik aktivitesinden başka bir şey değildir. Dolayısıyla insan özgürlüğü dediğimiz şey aslında bir yanılsamadır. Şayet insanın sergilediği davranışlar onun iradesiyle gerçekleşmiyorsa, Tanrı'nın insan davranışlarına karşılık verdiği ceza ve mükâfat, adalet problemini doğuracaktır. Biyolojik determinizmin bu iddialarının teolojik açıdan ortaya çıkardığı problemlere karşılık, epigenetik ve beyin plastisitesini temel alarak insanın özgürlüğü, iradesi ve sorumluluğunu, Tanrı'nın adaleti perspektifinde temellendirmeye çalıştık. Bununla beraber, genetik bilimdeki yeni keşifler, daha önce sahip olduğumuzu düşündüğümüz özgürlüğü bir yanılsama olarak ortaya çıkarmada insan davranışını eksiksiz bir şekilde açıklar mı? Sorusunun cevap bulması, çalışmanın temel amaçları
arasındadır.
Kelâm Biyolojik Determinizm İnsanın Özgürlüğü Epigenetik Beyin plastisitesi
Several theoretical studies have investigated biological determinism. First, it leaves no room for divine intervention in the various spheres of human activity. Second, it asserts that heredity significantly influences human behavior. This notion emphasizes the idea that humans possess both freedom and wildness. According to biological determinism, behavior is predetermined by DNA, reducing physiological brain activity. Consequently, what is commonly perceived to be human freedom is illusory. If an individual’s actions are not a result of their own will, the issue of justice arises from the rewards and punishments that God metes out in response to human behavior. To address the theological dilemmas posed by these assertions of biological determinism, we sought to ground human freedom, will, and responsibility within the framework of God’s justice, by drawing on insights from epigenetics and brain plasticity. However, can recent developments in genetic science comprehensively elucidate human behavior, potentially revealing the freedom we once believed we possessed to be an illusion? Answering this question was one of the primary objectives of this study.
Kalām Biological Determinism Human Freedom Epigenetics Brain Plasticity
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Dini Araştırmalar (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 13 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 3 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 35 Sayı: 2 |