İnsanoğlunun normatif eğilimleri hakkındaki teorik argümanlar, milattan önce beş yüzlü yıllara tekabül eden düşünsel ve kültürel gelişmelerle temelleri oluşmaya başlayan Çin felsefesi kapsamında önemli bir yer tutar. Dünyevi ile dünyevi ötesini sentezleyen Çin’deki geleneksel düşünce, insanın yaradılışı ve yaşayışına dair görüşlerin bir arada toplandığı doktriniyle, ahlaki eğilimler ile doğadaki değişimler arasında kurulan ilişkiye örnek teşkil eder. Bu ilişkiye dayalı yaklaşımlar, farklı düşünce ekollerince insanın “iyi” ve “kötü” eğilimlerine dair değişik görüşler barındırır ve ideal davranış örgüsünde belirlenen metodolojik farklılıkları işaret eder. Bu çalışma, bilişsel ve davranışsal gelişim sürecine isnat edilen edimsel eylem normları üzerine Çinli düşünürler arasında görülen fikir ayrılığının asıl nedenini ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 4 Sayı: 8 |
Doğu Asya Araştırmaları Dergisi (DAAD) I 2021 I abdurresit.karluk@hbv.edu.tr I
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC-ND 4.0) ile lisanslanmıştır.
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-No Derivatives 4.0 (CC BY-NC-ND 4.0) International License.