Geleneksel Hristiyanlık farklı dinî, felsefî, kültürel katmanların karışımından oluşan senkretik bir yapı olarak doğmuştur. Başlangıçta Hristiyanlığın temeli, Tarsus’tan bir Yahudi addedilen Paulus tarafından atılmıştır. Paulus, aslında İsa’nın havarilerinden değildir, hatta İsa cemaatine yaptığı zulümlerle tanınmıştır. Fakat o, sonradan, Mesih tarafından seçildiği iddiasıyla bazı öğretiler öne sürerek kilisenin kurucusu olmuştur. Bu itibarla Paulus, Hristiyanlığın büyük bir azizidir.
Paulus konusunda Müslümanların zihinlerinde öteden beri tereddütler hâsıl olmuştur. O, birçok Müslüman entelektüelce İsa’nın özgün mesajını tahrif eden “sahte elçi” olarak görülmüştür. Ancak onu dinî bir şahsiyet, hatta havari olarak gören Müslüman entelektüeller de vardır. Hatta Paulus’un ismi bu doğrultuda Kur’ân tefsirlerine ve meallerin dipnotlarına girmiştir. İslâm Dünyası’nda faaliyet gösteren Hristiyan misyonerlerin tebliğ metotları ve söylemleri de yer yer Müslüman kesimlerde Paulus hakkında olumlu imaj oluşmasında etkilidir.
Bu makalede Paulus, Kur’ân bağlamında ele alınmaktadır. Önce, Paulus’un Hristiyanlık’taki önemi ve ona ilişkin bazı tartışmalar hatırlatılmakta, sonra Paulus’un söylemleri Kur’ân’ın temel inanç prensipleri özelinde yorumlanarak birkaç ayetteki detaylar açısından çözümlenmektedir. Makalede, Paulus’un, Kur’ân’da önceki vahiylerle ve peygamberlerle kurulan tasdik ilişkisi kapsamına girip giremeyeceği sorusuna yanıt aranmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hrıstiyanlık Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |