Âmirî, İslâm felsefesinin
karakteristik yaklaşımı olarak nakil-akıl yani İslâm ile felsefe arasında bir
uzlaşma olduğu görüşünü benimsemiştir. Bu uzlaşının gerçekleştirilmesi için
önce, insanlığın birikimi olan farklı görüşlerin kendi içinde bir bütünlüğe
kavuşturmak ve ardından bu yapının İslâm ile uyuştuğunu göstermek
gerekmektedir. Nitekim Âmirî’nin metafizikte el-Füsûl
ve ahlâk-siyasette ise es-Sa‘âde ve’l-is‘âd başlıklı eserleriyle İslâm ile felsefe arasında uzlaşı kurmaya çalıştığı görünmektedir. es-Sa‘âde ve’l-is‘âd; ahlâk ve
siyaset meseleleri bağlamında İslâm’ın temel kaynaklarından, İslâm tarihinden
ve filozoflarından olduğu kadar İran ve Yunan felsefesinden yapılan
alıntılardan oluşmaktadır.
Yaşadığı çağda ve coğrafyada
etkin olan dinler arasında karşılaştırma yaparak İslâm’ın en mükemmel olduğunu
ileri süren Âmirî’nin, ahlâk ve siyaset disiplinlerinde İslâm ile felsefe
arasında uzlaşı kurabilmesi için, Platoncu
idealist ile Fars-Hint kültürünün gerçekçi siyaset anlayışları arasında bir
bağdaştırma yapması gerekmektedir. Kanımızca filozof, -sahte olduğunu bilmeksizin-
sahte-Aristotelesçi Mektuplar’dan alıntı yapmak suretiyle bu uyumu
aramış; bunun ardından felsefî birikimin ahlâk ve siyaseti ile İslâm arasında
bir uzlaşı kurmanın önünü açmıştır.
Âmirî
adopted the view that there is a compatibility between naql and aql, in other
words between Islam and philosophy as the characteristics of Islamic
philosophy. To bring out this compatibility, firstly all the different views
derived from human existence need to be unified and then it has to be shown its
structure was in harmony with Islam. It seems that Âmirî tries to arrange a compatibility
between Islam and philosophy in his works al-Füsûl in metaphysics and al-Sa‘âde
wa’l-is‘âd in ethics and politics. al-Sa‘âde wa’l-is‘âd consists of quotations
derived from fundamental Islamic sources, Islamic history and Islamic
philosophers and also Persian and Greek philosophy in terms of ethical and
political issues. Âmirî, who points out that Islam is the only perfect religion
by comparing all religions existed in his time and geography, needs to arrange
a compatibility between political understandings of Platonist idealism and
realist political views of Persian-Hindu cultures in order to arrange the
compatibility between Islam and philosophy in ethics and politics. For us, the
philosopher sought the compatibility by quoting from pseudo Aristotelianist
treatises and then he paved the way for setting a compatibility between
philosophical background’s ethics and politics and Islamic understandings.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2016 |
Gönderilme Tarihi | 16 Kasım 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 44 |