There is no doubt that the Qur’ān and the Ṣunnaḥ are the two
main sources of Islām. It is also axiomatic that throughout Islāmic history,
only a few marginal groups such as Zanādiqa (heretics), some extremists named Rāfıḍis and Ahl
al-Qur’ān, influenced by some orientalists, and emerged in the
Indian sub-continent and Egypt in modern times, disregarded
the Sunnah of the Prophet as an essential source of Islām by casting some
doubts. But the problem of the authority of the Sunnah, in other words,
whether the Sunnah is completely binding, and if it is, to what extent it is and
which sorts of the Sunnah are binding is a controversial issue among Muslim
scholars. Shortly, the source of this problem is related to the relationship of
the Sunnah with the divine revelation (waḥy). The
correct understanding of the Sunnah and the determination of its authority, therefore,
depend on the determination of its relationship with waḥy. The
solution of this problem is also based on whether the Prophet received any waḥy apart
from the Holy Qur’ān. Accordingly, Muslim scholars have adopted different views
on this matter. Most of them classified waḥy into
two parts as al-waḥy al-matluw and al-waḥy al-ghayr al-matluw. Thus,
this study is an attempt to determine and organize different opinions of
contemporary Muslim scholars on this issue and assess them through
classification in the first instance. Secondly, it will evaluate the validity
of these arguments and discuss these varying approaches and the kind of results
that they have caused.
Kur’ân’ın ve Sünnet’in İslâm’ın iki temel kaynağı olduğunda
şüphe bulunmamaktadır. Müsellem bir gerçektir ki Zenâdika, bazı aşırı Râfizîler
ve modern dönemde oryantalistlerden etkilenen Hint alt kıtasında ve Mısır’da
ortaya çıkan Ehl-i Kur’an, İslâm tarihinde Sünnet’e dair bazı şüpheler izhar
ederek Hz. Peygamber’in sünnetinin İslâm’ın zorunlu bir kaynağı olduğunu
reddetmişlerdir. Ancak Sünnet’in otoritesi problemi, başka bir ifade ile Sünnet’in
tamamının bağlayıcı olduğu, bağlayıcı ise hangi ölçüde ve ne tür Sünnet’in
bağlayıcı olduğu meselesi Müslüman âlimler arasında tartışmalıdır. Kısaca bu
problemin kaynağı, Sünnet’in ilahî vahiyle münasebetine bağlıdır. Bu sebeple
Sünnet’in doğru anlaşılması ve otoritesinin tespit edilmesi, onun vahiyle
münasebetinin isabetli bir şekilde tespit edilmesine bağlıdır. Ayrıca bu
problemin çözümü, Hz. Peygamber’in Kur’ân’dan başka vahiy alıp almadığına dayanmaktadır.
Bundan dolayı İslâm âlimleri bu hususta iki farklı görüşü benimsemişlerdir.
Onların çoğu, vahyi, vahy-i metlüv ve vahyi gayr-i metlüv
şeklinde iki kısma ayırmışlardır. İşte bu çalışma, konu ile ilgili çağdaş
Müslüman âlimlerin farklı görüşlerini belirlemeye ve bu görüşleri
gruplandırarak haklarında hüküm vermeye gayret etmektedir. İkinci olarak
çalışmamız, onların kullandıkları delillerin muteber olup olmadığını, bu
husustaki çeşitli yaklaşımları ve ne tür sonuçları olduğunu değerlendirmeyi
amaçlamaktadır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Temmuz 2019 |
Gönderilme Tarihi | 22 Nisan 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 49 |