Hz. Peygamber’in risaleti boyunca temsil ettiği ve örneklediği İslâm dininin iki tezahür biçimi vardır. Bunlardan biri onun mübarek sözleri ‘Hadis’ iken, diğeri de fiili uygulamaları olan ‘Sünnet’tir. ‘Sünnet’ doğal olarak ümmetin onları aynen taklit edip devam ettirmesiyle varlığını sürdürmüş, ‘Hadis’ ise kısmen yazı ile büyük ölçüde de hafızanın yardımıyla ezberlenerek korunmuş ve sonraki nesillere aktarılmıştır. Yazılı olarak muhafaza edilen hadisler zamanla tedvin ve tasnif edilmiş, bunun sonucunda Musannef, Muvatta, Câmi‘, Sünen ve Müsned gibi isimlerle anılan Hadis edebiyatı ortaya çıkmıştır. Hadis edebiyatının oluşumu ve gelişimi batılı araştırmacıların çalışmalarına konu edilmiştir. Oryantalistler, kendi perpektifleriyle Hadis edebiyatına ve kavramlarına ilişkin doğrudan veya dolaylı olarak bir takım değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Özellikle Ignaz Goldziher (1850-1921), Hadis edebiyatının evrelerini bir çok açıdan ele almış, hadis kaynaklarını ve kavramlarını geniş bir şekilde mütaala etmiştir.
Bu makalede, Goldziher’in “Muhammedanische Studien” isimli eseri özelinde hadislerin yazıyla kaydı, tedvini ve tasnif süreci ile ilgili yaklaşımı ele alınacaktır.
Goldziher Muhammedanische Studien Hadis Edebiyatı Musannef Müsned.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 21 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 56 |