Fransız düşünür Michel Foucault bilgi üretme yolculuğunda önce özneye odaklanmış, bu amaçla dışlanmışlıkları (deli, suçlu, öğrenci, eşcinsel vb.), bunları üreten ve yeniden üreten söylemi, söylemin ilişkide olduğu iktidarı, iktidarla içkin bir ilişkide olan bilgiyi ve yine iktidarın yarattığı hakikatı açıklamaya girişmiştir. Ancak bir süre sonra rotası özneden iktidara kaymıştır. Düşünür, iktidar nedir gibi bir soruya yanıt vermek yerine iktidarın, dahası iktidar ilişkilerinin nasıllığına yanıt arar. İktidarı gündelik toplumsal ilişkilerde somutlaştıran Foucault, kapatılmayı ve bu kapatılmayı sağlayan kurumlara odaklanarak iktidar ilişkilerinin dönüşümünü bize sunmaktadır. Egemenlikten disiplinci iktidara, yani gözetim toplumuna, oradan da düzenleyici iktidara (biyo-iktidar) nasıl geçildiğini tarihsel bir perspektif ve felsefi bir temelle ortaya koymaktadır. Kendi bilgisini de içeren iktidar, geliştirdiği söylemlerle bedene ve nüfusa yayılmakta ve neyin normal neyin anormal, neyin aynı neyin başka yada örneğin kimin namuslu kimin namussuz olduğuna karar verebilmektedir. İşte bu çalışmada düşünürün iktidar analizi; iktidarın ürettiği hakikat ve iktidarı derinleştiren, dilin desteklediği söylem ve bilgi yardımıyla açıklanmaya çalışılacaktır, ana eksen ise iktidar ilişkilerinin dönüşerek ilerlediği tezi olacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2021 |
Gönderilme Tarihi | 12 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 23 Sayı: 3 |