As stated in the Universal Declaration of Human Rights dated 10 December 1948, the freedom to seek rights is a recognized right for everyone, including refugees and asylum seekers. It is necessary to provide the necessary grounds for refugees and asylum seekers to effectively exercise this right, which has been recognized within the framework of national and international legislation. In this sense, providing refugees and asylum seekers with the opportunity to benefit from legal aid services is of great importance. Legal aid, as a service provided by the state to persons who cannot afford lawyer's fees and other legal expenses, is a guarantee of the freedom to seek justice and equality before the law. In both international and national documents, in particular the Geneva Convention on the Legal Status of Refugees dated 1951 and the Law on Foreigners and International Protection No. 6458, the right of asylum seekers to benefit from legal aid services is confirmed. In the Foreigners and International Protection Law, different from the Geneva Convention, international protection statuses are determined as refugee, conditional refugee and secondary protection. In addition, temporary protection was included as a mass influx. The legal aid service provided to foreigners benefiting from international protection and temporary protection has been regulated differently from the legal aid provided to other foreigners.
The aim of our study is to determine the scope and conditions of the legal aid service included in national and international legal regulations and to offer solutions to the problems in practice.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 1949 yılında onayladığı 10 Aralık 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde belirtildiği üzere hak arama özgürlüğü, mülteci ve sığınmacılar dahil herkes için tanınmış bir haktır. Mülteci ve sığınmacıların ulusal ve uluslararası mevzuat çerçevesinde kendilerine tanınmış olan bu hakkı etkin bir şekilde kullanabilmeleri için gerekli zeminin sağlanması gerekmektedir. Bu anlamda, mülteci ve sığınmacılara adli yardım hizmetlerinden yararlanma imkânının tanınmasının önemi büyüktür. Adli yardım, avukatlık ücretini ve diğer yargılama giderlerini karşılama olanağı bulunmayan kişilere devlet tarafından sağlanan bir hizmet olarak, yargı organları önünde hak arama hürriyetinin ve kanun önünde eşitliğin bir güvencesidir. Başta 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Cenevre Sözleşmesi ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu olmak üzere hem uluslararası hem de ulusal belgelerde sığınmacıların adli yardım hizmetlerinden yararlanma hakkı teyit edilmektedir. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda Cenevre Sözleşmesi’nden farklı olarak uluslararası koruma statüleri mülteci, şartlı mülteci ve ikincil koruma olarak belirlenmiştir. Ayrıca kitlesel akın olarak geçici korumaya da yer verilmiştir. Uluslararası koruma ve geçici korumadan yararlanan yabancılara sağlanan adli yardım hizmeti, diğer yabancılara sağlanan adli yardımdan farklı düzenlenmiştir.
Çalışmamızın amacı, ulusal ve uluslararası hukuki düzenlemelerde yer alan adli yardım hizmetinin kapsamı, koşullarını belirlemek ve uygulamadaki sorunlara çözüm önerileri sunmaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 23 Sayı: 4 - Dokuz Eylül Üniversitesi Uluslararası Konferansı, Göç: Önümüzdeki Yirmi Yılın Projeksiyonu ve Ötesi |