The new spheres of inequalities that occurred along with the implementation of neo-liberal economy policies in the global context after the 1980s have led women victims of social gender inequality towards an even more unequal position. This situation has caused the majority to remain idle and to serve their labor to the labor markets on low prices by strengthening the traditional social gender roles of women. Turkey have implemented various gender equality policies through both the civil law and the labor law as a part of EU integration process since the beginning of 2000s, but social gender inequality was not completely exterminated. In this study, “the reflections of social gender inequality, which is regarded as a threat risk towards women, on social, political and economic areas, and the efforts aiming the securitization of this threat in national and international context” are examined. In this context, Feminist security approaches that are dissociate from the mainstream security studies in international relations discipline, with the applications of European Union (EU) and Turkey was analyzed through document analysis within the scope of qualitative research method. The findings achieved show that efforts to securitize gender inequality in the international context are progressing slowly but steadily, but those attempts at the national level lack this stability.
1980’lerden sonra küresel bağlamda Neo-liberal ekonomi politikalarının uygulanmaya başlamasıyla birlikte oluşan yeni eşitsizlik alanları, hâlihazırda toplumsal cinsiyet (gender) eşitsizliğinin mağduru olan kadınları daha da eşitsiz bir konuma sürüklemiştir. Bu durum, kadının geleneksel toplumsal cinsiyet rollerini güçlendirerek, büyük bölümünün âtıl kalmasına ve emeklerini iş gücü piyasasına düşük ücretle sunmasına yol açmıştır. Türkiye, 2000’li yılların başlarından itibaren Avrupa Birliği (AB)’ne entegrasyon süreci içerisinde gerek Medeni Kanun gerekse İş Kanunu’nda yaptığı düzenlemelerle bir dizi cinsiyet eşitliği politikalarını hayata geçirmiş, ancak toplumsal cinsiyet eşitsizliği tamamen ortadan kaldırılamamıştır. Bu çalışmada, “Kadınlara yönelik bir tehdit unsuru olarak algılanan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sosyal, siyasal ve ekonomik alana yansımaları ve bu tehdidin ulusal ve uluslararası bağlamda güvenlikleştirilmesine yönelik girişimler” incelenmiştir. Bu bağlamda, Uluslararası İlişkiler disiplini içerisinde ana akım güvenlik çalışmalarından ayrışan Feminist güvenlik yaklaşımları ile AB ve Türkiye’deki uygulamalar, “nitel araştırma” yöntemi kapsamında doküman incelemesi yoluyla analiz edilmiştir. Ulaşılan bulgular, cinsiyet eşitsizliğinin uluslararası bağlamda güvenlikleştirilmesine yönelik çabaların yavaş, fakat istikrarlı bir biçimde ilerlediğini, ancak ulusal düzeydeki girişimlerin bu istikrardan yoksun olduğunu ortaya koymuştur.
Toplumsal Cinsiyet Güvenlikleştirme Feminizm Cinsiyet Eşitsizliği
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 30 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 24 Sayı: 2 |