Plato (BC 427-347) who left his mark on archaic age, is undoubtedly one of the preeminent philosophers of all history of philosophy. His disciplines caused significant arguments by impressing on almost all traditional schools of Islamic thought. Plato’s Theory of Ideas issue has a considerable past and hasn’t lost its actuality on philosophical-theological tradition. Plato has tried to establish a system which assembles ‘change’ and ‘permanentness’ with this Theory and named unchangeable permanent reality as ‘Idea’ by transferring cyclical change into the world of phenomena. But Plato associated metaphysical reality to ideas of things in physical world not to physical world itself and this has caused significant arguments which continued till Mulla Sadra in history of thought.
Sadra who followed the arguments on philosophic heritage, used the objective independent reality of Ideas as the cornerstone of his ontology. According to Sadra, the objective independent reality of ideas is not the possibility of statement but the ontological exigence. Ideas do not exist without position in external world, they already exist by themselves. This study is about Sadra’s relation with the Platonism and the theory of objective reality Ideas and on which bases they have been established. So our study is based on two points in general. First, presenting Platonism in terms of Sadra and his reference guides about Platonism. Second, enlightening the issue how Sadra defends the discipline in question and grounds it philosophically.
Antik çağa damgasını vuran Platon (MÖ 427-347), hiç şüphesiz bütün bir felsefe tarihinin önde gelen birkaç filozofundan biridir. Öğretileri, İslâm düşüncesinin neredeyse tüm geleneksel okulları üzerinde kalıcı izler bırakarak önemli tartışmalara neden olmuştur. Felsefî-teolojik gelenekte kayda değer bir geçmişe sahip olan ve güncelliğini halen yitirmeyen meselelerden biri de Platon’un ‘idealar’ kuramıdır. Platon, idealar öğretisiyle ‘değişim’ ve ‘sabitliği’ bir araya getiren bir sistem kurmaya çalışmış, evrendeki döngüsel değişimi fenomenler dünyasına taşıyarak değişmez sabit gerçekliklere “idea” adını vermiştir. Ne var ki Platon’un metafiziksel gerçekliği fizikî dünyaya değil de fizikî dünyadaki şeylerin idealarına mahsus kılması, düşünce tarihinde Molla Sadrâ’ya (ö.1050/1641) değin süregelecek sayısız tartışmalara neden olmuştur.
Felsefî mirastaki tartışmayı yakından takip eden Sadrâ, ‘ideaların nesnel-bağımsız gerçekliğini’, ontolojisinin önemli köşe taşlarından biri olarak kullanır. Sadrâ açısından idelerin bağımsız gerçekliği, bir imkân durumu olmanın ötesinde ontik bir zorunluluktur. İdealar, dış dünyada herhangi bir mahal ya da konumda bulunmaksızın, kendileriyle kâim bir biçimde mevcutturlar. Bu çalışma, Sadrâ’nın Platoncu felsefeyle ilişkisini ve ‘ideaların nesnel gerçekliği’ kuramını hangi temeller üzerinden inşâ ettiğini konu almaktadır. Bu bakımdan çalışmamız genel olarak iki amaca matuftur. Bunlardan ilki, Sadrâ düşüncesinde Platoncu felsefenin genel izleri ile Sadrâ’nın Platoncu felsefeye dair başvuru kaynaklarının ortaya konmasıdır. İkincisi ise Sadrâ’nın söz konusu öğretiyi nasıl savunduğu ve felsefi açıdan nasıl temellendirdiğini aydınlığa kavuşturmaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Haziran 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 30 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 24 Sayı: 1 |
Bu dergide yayınlanan tüm çalışmalar, Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License kapsamında lisanslanmıştır.