Antik dünya inançlarının en temel özelliklerinden biri, nesnelere anlam yüklemeleri ve onları tanrısal bir güçle süslemeleridir. Bu güç nesnelerin işlevlerine göre değişir, ancak bir kez edinildikten sonra kültürel yapıya bağlı olarak anlamının değişmesi yüzyıllar alabilir. Bu bakış açısına göre bir nesne, olduğundan farklı bir şey olduğu ölçüde kutsaldır ve bu sayısal gücü ancak farklılığıyla kazanabilir. Nehirler, dereler, denizler ve okyanuslar gibi su kıyılarına yerleşen kadim insanlar için suyun kutsallığı ve kazandığı sayısal güç yadsınamaz. Evrenin yaratılışındaki ilk varoluşun ilksel sularla başladığına inanan bu toplumlar, suda yarattıkları bu kutsallığı seyahat ettikleri su araçlarına da aktarmışlardır. Kadim toplumlar bu araçlara ideolojik, dini ve sembolik anlamlar yüklemişlerdir. Bu anlamlardan en etkilisi, başka bir dünyaya, yeni başlangıçlara ve ölümden sonraki gerçek hayata giden yolda, kaostan düzene geçişi temsil eden sembolik araçlar olarak kullanılmalarıdır. Antik Yakın Doğu inanç sisteminde ölüm algısı çoğu zaman mutlak gerçekliği, sonsuz yaşamı ve yeni bir başlangıcı yansıtıyordu. Yaşadıkları dünyayı sadece ölüm sonrası gerçekliğe ulaşmak için bir geçit olarak gören kadim toplumlar, bu sonsuz yaşama ulaşmak için çıktıkları ruhani yolculukta su araçlarına sembolik anlamlar yüklemiş ve onları özel kılmışlardır. Eski Mısır'da Güneş Tanrısı ve Eski Mezopotamya'da Ay Tanrısının her gün tekneyle seyahat etmeleri güçlü bir sembolizm taşır. Her iki tanrı da yeraltı dünyasına inerken ve tekrar gökyüzüne yükselirken bu araçlarla seyahat ederlerdi ve sembolik olarak her ikisi de ölüm ve dirilişin tezahürleriydi. Ayrıca kökleri Mezopotamya edebiyatına dayanan tufan tarihsel geleneği tek tanrılı dinlerin kutsal kitaplarında da yer almaktadır. Tüm insanlığın sular altında kalması ve bir gemiyle yeni bir yaşama yolculuk etmesi, yeni bir başlangıca geçişin aracı olarak tüm dinlerin tarihinde kendine yer bulmuştur. Tarihin her döneminde, ölüm de dahil olmak üzere her yeni başlangıç, kaostan düzene geçişi temsil etmiş ve bu yolculuk sırasında su taşıtı sayısal bir güç kazanarak yüzyıllar boyunca bu gücü korumuştur. Bu çalışma, Antik Yakın Doğu ve Akdeniz toplumlarında kullanılan su taşıtlarının Yeni Dünya'ya sembolik yolculuklarını arkeolojik veriler ışığında Mısır, Mezopotamya ve Anadolu kültürleri bağlamında incelemeyi amaçlamaktadır.
One of the most fundamental characteristics of the beliefs of the ancient world is that their attribution meaning to objects and adorning them with numinous power. This power varies according to the functions of the objects, but once acquired, it can take centuries to change its meaning depending on the cultural structure. In this perspective, an object is sacred to the extent that it is something different from what it is, and it can only acquire this numinous power via its difference. For ancient people who settled on the water coastline like rivers, streams, seas and oceans, the sacredness of water and the numinous power it gained is undeniable. Believing that the first existence in the creation of the universe began with primordial waters, these societies transferred this sanctity they created in water to the watercrafts they traveled on. Ancient societies attributed ideological, religious, and symbolic meanings to these vehicles. The most effective of these meanings is their use as symbolic vehicles on the way to another world, new beginnings, and the real life after death, representing the transition from chaos to order. In the belief system of the Ancient Near East, the perception of death often reflected absolute reality, eternal life and a new beginning. Ancient societies, who regarded the world they lived in only as a passage to reach the post-mortal reality, ascribed symbolic meanings to water vehicles and made them special in their spiritual journey to reach this eternal life. The Sun God in Ancient Egypt and the Moon God in Ancient Mesopotamia traveled by boat every day, and this motives carry powerful symbolism. Both gods traveled in these vehicles as they were descending to the underworld and ascending again to the sky, and symbolically, they were both manifestations of death and resurrection. In addition, in the historical tradition of the flood having its roots in Mesopotamian literature is included in the holy books of monotheistic religions. The flooding of all humanity and the journey to a new life with an ark has found its place in the history of all religions as a means of transition to a new beginning. In every period of history, every new beginning, including death, represents the transition from chaos to order, and during this journey, the water vehicle has gained numinous power and retains it for centuries. This study aims to examine the symbolic journeys of watercraft used in ancient Near Eastern and Mediterranean societies to the New World in the context of Egyptian, Mesopotamian and Anatolian cultures in the light of archaeological data.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Articles |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 1 Mart 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2023 |
Gönderilme Tarihi | 4 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 32 (Dicle Üniversitesi'nin 50. Yılına Özel 50 Makale) |
Dicle University
Journal of Social Sciences Institute (DUSBED)