Avrupa’da bireyin öneminin vurgulanmaya başladığı Rönesans’a kadar uzanan günlük türü, Türk edebiyatına Tanzimat’ın ardından girer. Geç Osmanlı-erken Cumhuriyet dönemlerinde özellikle siyasilerin ve ordu mensubu isimlerin damgasını vurduğu bu tür, 1950’li yıllardan itibaren ünlü edebiyatçılarla anılmaya başlar. 1980 Kuşağı yazarlarından Ali Teoman yazarlık kariyerine koşut olarak tuttuğu günlüklerinde ağırlıklı olarak yazı denemelerine, edebiyat ve sanatın diğer dallarıyla ilgili görüşlerine, eleştirilerine, eserlerinin planlarına yer verir. Yazarın günlük olayların dökümünden ziyade birer ‘edebiyat günlüğü’ olarak tasarladığı bu kayıtlar, Ali Teoman’ın yazarlığı konusunda önemli bilgiler verdiği kadar onun hayatıyla kurmaca eserleri arasındaki bağı da ortaya koyar. Yazarın ölümünden önce yayınevine teslim ettiği yaklaşık yetmiş ciltlik külliyat bugüne kadar yalnızca Gezgin Günce (2011) ve Alacakaranlık Günce (2017) adlı iki kitap şeklinde okura ulaşır. On yedi yılı aşkın bir zamana yayılmasıyla Türk edebiyatı için de önemli bir belge değeri taşıyan bu günlük kayıtlar, Türk edebiyatının erken yaşta kaybettiği özgün bir isminin edebiyat dünyasını okurlara açan eldeki tek kaynaktır.
The diary genre, which dates back to the Renaissance when the importance of the individual began to be emphasized in Europe, entered Turkish literature after the Tanzimat. This genre, which was especially marked by politicians and military figures during the late Ottoman-early Republican periods, began to be associated with famous literary figures from the 1950s. Ali Teoman, one of the writers of the 1980s Generation, mostly includes his writing studies, opinions, criticisms and plans of his works on other branches of literature and art in his diaries that he kept in parallel with his writing career. These records, which the author designed as a ‘literary diary’ rather than a inventory of daily events, not only give important information about the authorship of Ali Teoman, but also reveal the link between his life and his fictional works. The corpus of approximately seventy volumes, which the author delivered to the publishing house before his death, reaches the reader only in the form of two books, namely Gezgin Günce (2011) and Alacakaranlık Günce (2017). These diaries, which have an important document value for Turkish literature with their spread over a period of more than seventeen years, are the only source available today that opens the world of literature to the readers of a unique name lost in Turkish literature at an early age.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Güney-Batı (Oğuz) Türk Lehçeleri ve Edebiyatları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Şubat 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Şubat 2024 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 35 |
Dicle University
Journal of Social Sciences Institute (DUSBED)