There have been people in every age who believed that the languages of the holy books were sacred. Discourses that glorify the language of one's own nation and belittle others have existed throughout history. Those who based such claims on religious grounds or nationalistic ones existed likewise. In the modern period, this discourse was combined with the claim of being scientific, and spread all over the world by synthesizing with Eurocentric thought, progressive understanding of history, positivism and colonialism. Racism has always been present as an integral part of these discourses. The Quran considers the differences of languages and races together and sees them as a manifestation of creation, a sign of God, like other differences in nature, and declares that such differences between people cannot be a reason for superiority. Developments in linguistics since the 1950s have yielded data showing there cannot be a "primitive" language. Factors such that language is an integral part of the human mind distinguishıng humans from other living beings, that all languages have a complex grammatical structure, and that linguistic differences lose their importance in the child's language acquisition, reveal the equality of languages. This article conveys the issue of equality of languages with the analytical exemplification method and is limited to theoretical grounding.
Linguistics Equality of languages History of language Universal grammar Language acquisition.
Kutsal kitapların dillerinin de kutsal olduğuna inananlar her çağda var olmuştur. Kendi milletinin dilini yüceltip başka dilleri küçük gören söylemler tarih boyunca varlığını sürdürmüştür. Bu tür iddiaları dini sebeplere dayandıranlar olduğu gibi, milliyetçi sebeplere dayandıranlar da olmuştur. Modern dönemde bu üstünlük söylemi bilimsellik iddiasıyla birleşmiş, Avrupa-merkezci düşünce, ilerlemeci tarih anlayışı, pozitivizm ve sömürgecilik ile sentezlenerek dünyanın her yanına yayılmıştır. Irkçılık bu söylemlerin ayrılmaz bir parçası olarak tarihsel süreçte daima yer almıştır. Kur’ân, dillerin ve ırkların farklılığını birlikte ele alarak bu farklılıkları, tabiattaki diğer farklılıklar gibi yaratılışın bir tezahürü, Allah’ın bir ayeti olarak görmüş, insanlar arasındaki bu tür farklılıkların bir üstünlük sebebi olamayacağını beyan etmiştir. Dilbilim alanında 1950’li yıllardan itibaren meydana gelen gelişmeler, bazılarının iddia ettiği gibi “ilkel” bir dilin olamayacağını ortaya koyan verilere ulaşmıştır. Dilin insan zihninin ayrılmaz bir parçası olması, insanı diğer canlılardan kesin bir şekilde ayırması, tüm dillerin mükemmel ve karmaşık gramer yapısına sahip olması, çocuğun dil ediniminde dilsel farklılıkların önemini yitirmesi gibi unsurlar dillerin eşitliğini ortaya koymuştur. Dillerin eşitliği konusunu analitik örneklendirme yöntemiyle aktaran makale, teorik temellendirme ile sınırlandırılmıştır. Makale, diller arasındaki üstünlük söyleminin ırkçı ve kutsayıcı temellerini ortaya koymakta, dillerin eşitliği ilkesinin İslami ve dilbilimsel kaynaklarına işaret etmekte, diller arasındaki farklılıkların bu eşitliğe zıt olmadığını göstermektedir.
Dilbilim Dillerin eşitliği Dilin tarihi Evrensel dilbilgisi Dil edinimi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Şubat 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Şubat 2024 |
Gönderilme Tarihi | 3 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 24 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 35 |
Dicle University
Journal of Social Sciences Institute (DUSBED)