Amaç: Birçok kanser gelişiminde bazı HPV tipleri çok önemli
rol oynamaktadır. Serviks kanserlerinin hemen tamamı HPV’ye bağlı olarak
gelişmektedir. Uzun yıllardan beri serviks kanseri taramasında kullanılan PAP
smear testi çok başarılı sonuçlar vermiştir. Son yıllarda rutin olarak
kullanılan HPV DNA testleri prekürsör lezyonların tarama ve takibinde başarılı
olanaklar sağlamaktadır. Bu çalışmada PAP smear ve eş zamanlı HPV tiplendirmesi
yapılan olgulara ait bulgular değerlendirilmiştir.
Yöntemler: PAP smear ve HPV testi uygulanan 6384 hasta
çalışmaya alınmıştır. Bu hastalardan 886’sında (%13,9) serviks kanseri için
yüksek riskli olarak bilinen HPV tipleri bulunmuştur.
Bulgular: En sık gözlenen HPV tip 16’dır. PAP smear
sonuçlarına göre normal bulunan 148 (%16,7) hastada yüksek riskli HPV tipleri
bulunduğu görülmüştür. Doku biyopsisi bulunan yüksek riskli HPV pozitif
hastaların normal PAP smear sonuçlarına karşın 37 tanesinde LGSIL tanısı
saptanmıştır. PAP smear ile HGSIL ve malign tanısı alan olguların biyopsi sonuçları
ile uyumlu olduğu görülmüştür.
Sonuç: Bu çalışmanın sonuçları PAP smear testinin özellikle
yüksek dereceli prekürsör lezyonlarda daha etkili olduğunu göstermektedir. PAP
smear ile normal bulunan yüksek oranda hastada yüksek riskli HPV tiplerinin bulunması
dikkat çekmektedir. Bu sonuç HPV testlerinin taramada önemini, sensitif ve
objektif bir test olduğunu ortaya koymaktadır. Serviks kanseri taramasında PAP
smear ve HPV testlerinin eş zamanlı kullanılması, bu kanserin sıklığını ve ölüm
oranlarını daha da azaltacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Mart 2019 |
Gönderilme Tarihi | 12 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 46 Sayı: 1 |