Amaç: Çölyak hastalığı, özellikle genetik yatkınlığı olan kişilerde çavdar, arpa ve buğday gibi tahılların içinde bulunan glütenin neden olduğu bir hastalıktır. Sistemik otoimmün bir hastalık olan çölyak hastalığının prevalansı ortalama % 0,5-1 gibi bir orana sahiptir. Tanı için yapılan serolojik testler yetersiz kalmakta ve kesin tanı için biyopsi yapılması gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı kesin çölyak tanılı çocuk ve yetişkin hastaların ve sağlıklı gönüllülerin serumlarında anti-siklik sitrülin peptit antikor, anti-nükleer antikor ve romatoid faktör düzeylerinin varlığı araştırılarak çölyak hastalığı ile bu testler arasında bir ilişkinin olup olmadığının araştırılmasıdır.
Yöntemler: Hastanemiz Gastroenteroloji ve Hepatoloji Polikliniği’nde izlenen kesin çölyak hastalığı tanısı 95 hasta ve kontrol grubu çalışmaya dahil edildi. ‘Anti-Nuclear Antibody (ANA)’ testi indirekt immunofloresan yöntem ile ‘Anti-Cyclic Citrulinated Peptide (anti-CCP)’ testi, ELISA yöntemi ile (Ig G) ve ‘Rheumatoid Factor (RF)’ testi ise nefelometrik yöntem ile çalışıldı. Grupların RF, Anti-CCP ve ANA sonuçları Pearson ki-kare, Yates süreklilik düzeltmeli ki-kare ve Fisher exact testleri ile karşılaştırılırdı.
Bulgular: Çalışmaya alınan kontrol grubunun hiçbirinde RF pozitifliği görülmezken, hasta grubunda 95 kişiden 39’unda (%41,1) RF pozitifliği saptanmış ve bu oran istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,001). Kontrol grubunda 11 (%11,6), hasta grubunda ise 22 (%23,2) örnekte ANA pozitifliği tespit edilmiş olup, istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p=0,055). Anti- CCP düzeyleri kontrol grubunun birinde (%1,1), hasta grubunun üçünde (%3,2) pozitif olarak saptandı ve istatiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p=0,621).
Sonuç: Bu çalışmada kesin çölyak hastalığı tanısı almış hastalarda serum RF düzeylerinin sağlıklı bireylere göre anlamlı bir fark olduğu saptanmıştır. Anti-CCP ve ANA düzeylerinin kesin çölyak tanılı hastalar ile kontrol grubu arasında anlamlı fark olmadığı tespit edilmiştir. Bu verilere dayanarak RF’nin, çölyak hastalığının tanısında ileriye dönük önemli bir belirteç olabileceği ve çölyak hastalığına eşlik edebilecek RA ve/veya diğer otoimmün hastalıklar açısından önceden uyarıcı olabileceği düşünülmektedir.
Anti-Nükleer Antikor Anti-Siklik Sitrüline Peptit Antikor Çölyak Hastalığı Romatoid Faktör
Amaç: Çölyak hastalığı, özellikle genetik yatkınlığı olan kişilerde çavdar, arpa ve buğday gibi tahılların içinde bulunan glütenin neden olduğu bir hastalıktır. Sistemik otoimmün bir hastalık olan çölyak hastalığının prevalansı ortalama % 0,5-1 gibi bir orana sahiptir. Tanı için yapılan serolojik testler yetersiz kalmakta ve kesin tanı için biyopsi yapılması gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı kesin çölyak tanılı çocuk ve yetişkin hastaların ve sağlıklı gönüllülerin serumlarında anti-siklik sitrülin peptit antikor, anti-nükleer antikor ve romatoid faktör düzeylerinin varlığı araştırılarak çölyak hastalığı ile bu testler arasında bir ilişkinin olup olmadığının araştırılmasıdır.
Yöntemler: Hastanemiz Gastroenteroloji ve Hepatoloji Polikliniği’nde izlenen kesin çölyak hastalığı tanısı 95 hasta ve kontrol grubu çalışmaya dahil edildi. ‘Anti-Nuclear Antibody (ANA)’ testi indirekt immunofloresan yöntem ile ‘Anti-Cyclic Citrulinated Peptide (anti-CCP)’ testi, ELISA yöntemi ile (Ig G) ve ‘Rheumatoid Factor (RF)’ testi ise nefelometrik yöntem ile çalışıldı. Grupların RF, Anti-CCP ve ANA sonuçları Pearson ki-kare, Yates süreklilik düzeltmeli ki-kare ve Fisher exact testleri ile karşılaştırılırdı.
Bulgular: Çalışmaya alınan kontrol grubunun hiçbirinde RF pozitifliği görülmezken, hasta grubunda 95 kişiden 39’unda (%41,1) RF pozitifliği saptanmış ve bu oran istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,001). Kontrol grubunda 11 (%11,6), hasta grubunda ise 22 (%23,2) örnekte ANA pozitifliği tespit edilmiş olup, istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p=0,055). Anti- CCP düzeyleri kontrol grubunun birinde (%1,1), hasta grubunun üçünde (%3,2) pozitif olarak saptandı ve istatiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p=0,621).
Sonuç: Bu çalışmada kesin çölyak hastalığı tanısı almış hastalarda serum RF düzeylerinin sağlıklı bireylere göre anlamlı bir fark olduğu saptanmıştır. Anti-CCP ve ANA düzeylerinin kesin çölyak tanılı hastalar ile kontrol grubu arasında anlamlı fark olmadığı tespit edilmiştir. Bu verilere dayanarak RF’nin, çölyak hastalığının tanısında ileriye dönük önemli bir belirteç olabileceği ve çölyak hastalığına eşlik edebilecek RA ve/veya diğer otoimmün hastalıklar açısından önceden uyarıcı olabileceği düşünülmektedir.
Anti-Nükleer Antikor Anti-Siklik Sitrüline Peptit Antikor Çölyak Hastalığı Romatoid Faktör
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi, Tıp Eğitimi, Sağlık Hizmetleri ve Sistemleri (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Yazıları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Mart 2025 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 6 Şubat 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 52 Sayı: 1 |