The human being that Allah has made an offer to is different from other beings in the universe in terms of his characteristics. His own will and power and his freedom in his actions are his most basic characteristics. In the kalam, his function in the actions performed by humans has been discussed. In this context, Mu‘tazilah and Ash‘ariyyah who have different methods, naturally put forward different views from each other. Samarqandi found it appropriate to characterize the attitudes of the two schools regarding human actions as fate and compulsion. Although he accepted that Allah is the creator of human actions as well as everything in the universe with His power and will, he considered Maturidiyyah as the middle way closest to the truth because he accepted that humans do their actions with their will and power.While Samarqandi addressed issues such as human actions and good deeds within the framework of the principles of the Maturidi’s, he criticized the Mu‘tazilah’s ideas and did not take sides in benefiting from their views. Although he was from the Ahl al-Sunnah, he was able to criticize the views of the Ash‘aris. Undoubtedly, in Samarqandi’s display of such an approach, in addition to his mastery of the subjects of theology, his accumulation of knowledge consisting of logic, mathematics and philosophy contributed and influenced him. Thanks to the ideas he tried to put forward, it is possible to see that the will and power of Allah and man are balanced in the explanation of the occurrence of human actions.
Allah’ın teklif ile muhatap kıldığı insan, özellikleri itibarıyla âlemdeki diğer varlıklardan farklıdır. Onun kendine ait irade ve kudretinin bulunması, fiillerinde özgür olması en temel özelliklerindendir. Kelâm ilminde insanın yaptığı fiillerdeki rolü tartışılmıştır. Bu bağlamda farklı metotlara sahip olan Mu‘tezile ve Eş‘arîlik, doğal olarak birbirlerinden farklı görüşler ortaya koymuştur Semerkandî, iki ekolün insan fiilleri konusundaki tavırlarının kaderîlik ve cebrîlik şeklinde vasıflandırılmasını uygun görmüştür. O, Allah’ın âlemde bulunan her şey gibi insan fiillerinin de yaratıcısı olduğunu kabul etmekle birlikte aynı zamanda insanın fiillerini kendi irade ve kudretiyle gerçekleştirdiğini ileri süren Mâtürîdîliği doğruya en yakın orta yol olarak telakki etmiştir. Semerkandî, Mâtürîdî mezhebinin ilkeleri çerçevesinde insan fiilleri, hüsün-kubuh gibi konuları ele alırken, Mu‘tezile’nin düşüncelerini eleştirdiği gibi onların görüşlerinden faydalanma konusunda tarafgirlik yapmamıştır. Ehl-i sünnetten olmasına rağmen Eş‘arîlerin görüşlerini eleştirebilmiştir. Şüphesiz Semerkandî’nin bu tarz bir yaklaşımı sergilemesinde kelâm ilminin konularına hâkim olmasının yanında mantık, matematik ve felsefeden oluşan bilgi birikiminin de katkısı ve etkisi olmuştur. Onun ortaya koyduğu düşünceleri sayesinde insan fiillerinin meydana gelişinin açıklanmasında Allah ile insanın irade ve kudretlerinin dengelendiğini görmek mümkündür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kelam |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 10 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 19 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 60 Sayı: 3 |