Dış dünyadaki nesnenin varlığını ego ile sonlandıran ve sosyal bir gerçeklik olan in- tiharın etiyolojisine ilişkin; “bilinçaltı öfkesi”, “kendine, dünyaya karşı negatif bir bakış”, “toplumsal bir olgu”, “stres verici olaylara karşı öğrenilmiş bir tepki” olduğu söylenebilir. İntihar, genellikle, toplumsal sebeplerin tetiklediği bireysel bir eylemdir. Toplumdan ba- ğımsız olarak ele alınamayacak bireyin, eyleminin neticesini de sadece bireysel açıklamak eksik ve anlaşılmaz kılacağından intiharı bireysel bir eylem yönünden ziyade toplumsal yönüyle ve sebebiyle dile getirmek her şeyi daha açıklayıcı hâle getirebilir. Bu sebeple, top- lumsal ya da bireysel sebeplerden herhangi biri ya da kesişimleri sonucunda hayatlarına son veren yazar ya da şairlerin eserlerinde yer alan ölüme dair cümleler, onların hayatlarına son vermeden önceki verdikleri tepkinin en büyük sosyal gerçeklik göstergeleridir. Tamamlan- mış intihar göstergelerinin inceleneceği bu çalışmada çeşitli etkenler ve sebeplerden dola- yı hayatlarına farklı şekillerde son vermiş bulunan Nilgün Marmara ve Sadık Hidayet’in seçilen eserleri örneklem metnini oluşturacak ve bir ipucu olarak sergilenen, ölümlerinin şahitleri olan sözcelerin anlamsal boyutları ele alınıp ölümün onlarda hangi göstergelerle tezahür ettikleri gözler önüne serilecektir ve intiharın göstergeleri olan sözceler üzerinden bir söylem analizi yapılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 23 Ekim 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 25 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 18 Mayıs 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 28 |
Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayrıTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC-ND 4.0) ile lisanslanmıştır.