Hz. Ömer, Rasûlullâh’ın (s.a.v) en yakın arkadaşlarından
biri olmasından dolayı teşrîin ruhunu iyi derecede kavramış ve fıkhî konularda
önde gelen sahâbeden biri olmuştur. Henüz Hz. Peygamber hayatta iken fark
edilen Hz. Ömer’in fıkhî konulardaki mahareti, onun Hz. Ebu Bekir döneminde
yargı kurumunun başına gelmesini sağlamıştır. Hz. Ömer’in fıkhî yeteneği ve
elde ettiği müktesebat, halife olduktan sonra karşılaştığı problemleri
aşmasında etkili olmuştur. Hz. Ömer’in halifeliği sırasında yaptığı
uygulamaları sonraki dönemlerde farklı şekillerde anlaşılmış ve bu konularla
ilgili ihtilaflar oluşmuştur. Üzerinde farklı görüşlerin oluştuğu konulardan
biri, teravih namazının cemaatle kılınmasının hükmü hakkındadır. Bu konuda iki
farklı görüş söz konusudur. Birisi Ehl-i sünnet, diğeri de Şîa ekolünün teravih
namazı ile ilgili birbirinden tamamen farklı değerlendirmeleridir. İşte bu makalede birbirinden farklı iki görüş
ele alınmıştır. Ayrıca Ehl-i sünnet ve Şîa’nın teravih namazının cemaatle
kılınması meselesini dayandırdıkları deliller incelenmiştir. Ehl-i Sünnet
âlimlerinin, Şîa’nın söylemlerine yönelik itirazlar ele alınmıştır. Öte yandan
Şîa’nın delillerini test etme açısından Hz. Ali’nin teravih namazının cemaat
ile kılınmasına bakış açısını, dahası bu konuda Hz. Ömer’in uygulamasını nasıl
değerlendirdiği konunun kapsamına dâhil edilmiştir. Bu anlamda Şiî âlimlerin
Hz. Ali’ye nispet ettikleri, teravih namazını bid‛at olarak gördüğü ve bunu
engellemeye çalıştığı yönündeki rivayeti de inceleme altına alınmıştır. Şîa’nın
Hz. Ömer’e karşı bakış açısının kurguladıkları cemaatle teravih namazına karşı
tutumlarına ve Ehl-i sünnet ile Şîa arasındaki mezhepsel farklılıklara yönelik
yansıması tespit edilmiştir. Tarihte Şîa’nın bu tutumundan dolayı cemaatle
teravih namazının kılınması ile ilgili yapılan tutumlar da incelenmiş, Şiî
yöneticilerin teravih namazıyla ilgili tavırları nedeniyle ehl-i sünnet
nezdinde nasıl değerlendirildiği ele alınmıştır.
ʿUmar,
Since he was one of the closest friends of the Messenger of Allah (pbuh), he also
had a good understanding of the spirit of making laws and became one of the
leading companions on fiqh issues. The ability of ʿUmar’s on
the fiqh subjects, who was noticed while the Prophet (pbuh) was alive, made him to the head of the
judicial institution during the time of Abȗ Bakr. ʿUmar’s fiqh
ability and acquis were effective in overcoming the problems he faced after he
had became the caliph. ʿUmar's practices during his caliphate
were understood in different ways in the following periods and disputes
occurred on these issues. One of these issues on which different views are
formed is about the provision of the tarawih prayer with the congregation.
Thus, there are two different views on this issue. One is the school of Ahl-al
Sunnah’s and the other are completely different assessments of the Shia school
regarding tarawih prayer. Here, two different opinions are
discussed in this article. In addition, the proofs that the Ahl al-Sunnah and
Shia are based on the issue of performing the tarawih prayer with the
congregation were examined. In this regard, the objections of the Ahl al-Sunnah
scholars towards the discourses of Shia were discussed. On the other hand, in
terms of testing the evidence of Shia, the point of view of performing the
tarawih prayer of ʿAlī with the congregation, and
moreover, how he evaluated the practice of ʿUmar in
this regard is included in the scope of this issue. In this sense, the rumor
which the Shia scholars regarded the tarawih prayer that they attributed to ʿAlī , as a
bid’ah and tried to prevent it was also examined. Here, as a result, it was
determined that the viewpoint of Shia against ʿUmar was
reflected both in their attitudes about the tarawih prayer with the
congregation and in the sectarian
differences between the Ahl al-Sunnah and Shia. Throughout history, the
attitudes towards performing the tarawih prayer with the congregation due to
this attitude of Shia were also examined, and how the Shiite rulers were
evaluated in the face of the Ahl-al Sunnah because of their attitude towards
tarawih prayer was also handled.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 30 Mayıs 2020 |
Kabul Tarihi | 22 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 3 Sayı: 1 |
Dergi İletişim: dinbil@alparslan.edu.tr
Din ve Bilim-Muş Alparslan Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.