Bu makale, taklit ve taassubun mahiyetini ortaya koymaya çalışmaktadır. Denilebilir ki makalenin amacı, taklit ve taassubun; “medeniyet ve kültürün iki temel dayanağı olan bilgi ve sevginin” yerine geçerek bireysel ve toplumsal yetkinliğe engel olduğunu, dile getirmektir. Bir başka ifadeyle makale, genel olarak bilgi ve sevgi temelinde inşa edilmeyen toplumların taklit ve taassup üzerine inşa olunduklarını vurgulamaktadır. Örneğin son Peygamberden hemen sonra taklit ve taassubun yaygınlaştığı, bir tür statüko oluşturulduğu, buna bağlı olarak tarihin kutsandığı ve mitolojik dini anlatının hâkim kılınarak müslümanların adeta tarihe hapsedildiği söylenebilir. Müslümanların taklit ve taassubun yerildiği âyetleri, salt cahiliye Araplarına yöneltilmiş eleştiriler şeklinde okuyarak içine düştükleri cehaleti, sırtlarını döndükleri aklı, varlık ve birlik fikrinden doğan sevgiyi görmediklerini söylemek gerekir. Bu durumu, başkalarını eleştirmenin kolaylığı içerisinde insanın kendi hatalarını görmekte zorlanmasına bağlayabiliriz. Taklit ve taassup konusunda bilginler ile halkın arasını ayırt etmek gerekir. Halkın uzmanları taklidi normal iken bilginlerin taklit ehli olması kabul edilemez. Makalede metot olarak felsefi analiz ve karşılaştırma yöntemi kullanılmaya çalışılmıştır.
This research is trying to reveal the nature of imitation and bigotry (what it is or is not). It can be said that the aim of the article is to express that imitation and bigotry hinder individual and social competence by replacing “knowledge and love, the two main pillars of civilization and culture”. In other words, the article emphasizes that societies that are not generally built on the basis of knowledge and love are built on imitation and bigotry. For example, it can be said that just after the last Prophet, imitation, bigotry became widespread, a kind of status quo was established, history was sanctified accordingly, the mythological religious narrative was made dominant, and Muslims were almost imprisoned in history. It should be said that Muslims do not see the ignorance they have fallen into, the reason they turn their backs on, the love that arises from the idea of existence and unity, by reading the verses in which imitation and bigotry are reproached only as criticisms directed at the Arabs of ignorance. We can attribute this to the difficulty of seeing one's own mistakes with the ease of criticizing others. It is necessary to distinguish between scholars and public about imitation and bigotry. While it is normal for the public to imitate the experts, it is unacceptable for scholars to be imitative. In the article, the method of philosophical analysis and comparison has been tried to be used.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 6 Kasım 2022 |
Kabul Tarihi | 7 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 5 Sayı: 2 |
Dergi İletişim: dinbil@alparslan.edu.tr
Din ve Bilim-Muş Alparslan Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.