In dentistry, the occlusal forces are transmitted directly to the bone in implant-supported prostheses. The combinations of chewing forces
can create destructive forces. Lateral and oblique forces have a destructive effect on the implant-supported prostheses, especially in the natural teeth. For each type of prosthesis, it is necessary to obtain an occlusion that minimizes the forces that could be harmful to the prosthesis and impair the stability of the prosthesis, and the type of occlusion should support its dynamic elements for each prosthesis. Since excessive loads on the implants cause a bone loss without any inflammation, the areas with deep peri-implant pockets should be evaluated radiographically and necessary occlusal analyzes should be performed during the maintenance sessions.
The preservation of the density and volume of the alveolar bone is provided by the chewing forces on the teeth. After the loss of teeth due to the periodontal, endodontic, traumatic, or other reasons, the remaining alveolar bone tissue undergoes a number of physiological changes. While this change progresses in the form of bone formation in the socket after the extraction in short term, the alveolar bone tissue undergoes a resorption in various ways for various reasons in long term. With the destruction of the periodontal ligament after a tooth extraction, the chewing forces are not transmitted to the entire bone, but only to the surface of the bone through the prosthesis. As a result, the blood flow decreases, and the volume of the total bone reduces. A poorly occluded prosthesis cannot stimulate the remaining bone and accelerates the bone loss. The rate and amount of bone loss is associated with the gender, hormones, metabolism, parafunctional habits and poor fitting prostheses. In this review, the effect of occlusion on the alveolar bone resorption in the implanted prostheses is discussed, the types of occlusion and its uses, and the relationship between the occlusion and bone condition in implant-supported fixed prostheses are discussed.
Diş hekimliğinde implant destekli protezlerde oklüzal kuvvetler direkt kemiğe iletilir. Çiğneme kuvvetlerinin bileşkeleri, yıkıcı kuvvetler oluşturabilmektedir. Özellikle doğal dişlerde olduğu gibi implant destekli protezlerde de yanal ve eğik kuvvetler yıkıcı etki gösterir. Her bir protez türü için, protezde zararlı olabilecek ve protezin stabilitesini bozabilecek kuvvetleri minimuma indirecek bir oklüzyon elde etmek gerekir ve oklüzyon türü, her protez için onun dinamik elemanları destekleyecek şekilde olmalıdır. İmplantlara gelen aşırı yükler inflamasyon görülmeksizin kemik kaybına neden olduğundan idame seanslarında derin peri-implant ceplerin olduğu bölgeler radyografik olarak değerlendirilmeli ve gerekli okluzal analizler yapılmalıdır.
Alveol kemiğinin yoğunluk ve hacminin korunması, dişlere gelen çiğneme kuvvetleri ile sağlanır.Dişlerin periodontal, endodontik, travma veya diğer nedenlerle kaybedilmesinin ardından kalan alveolar kemik dokusu, bir takım fizyolojik değişimlerin içerisine girmektedir. Bu değişim kısa vadede çekim sonrası soket içerisinde kemik yapımı şeklinde seyrederken, uzun dönemde alveolar kemik dokusu çeşitli nedenlerle ve çeşitli şekillerde rezorpsiyonla sonuçlanmaktadır. Diş çekiminden sonra periodontal ligamentin yok olmasıyla birlikte çiğneme kuvvetleri kemiğin tümüne değil, sadece protez aracılığıyla kemiğin yüzeyine iletilir. Sonuç olarak kan akısı azalır, total kemiğin hacminde kayıp olur. Kötü oklüzyonlu bir protez, kalan kemiği uyaramaz ve kemik kaybını hızlandırır. Kemik kaybının oranı ve miktarı, cinsiyet, hormonlar, metabolizma, parafonksiyonel alışkanlıklar ve kötü uyumlu protezlerden etkilenir. Bu derlemede implant üstü protezlerde oklüzyonun alveolar kemik rezorpsiyonu üzerine etkisine değinilmiş, oklüzyon çeşitleri ve kullanım alanları ve implant destekli sabit protezlerde oklüzyonun kemik durumuyla ilişkisi tartışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Diş Hekimliği |
Bölüm | Prosthodontics and Maxillofacial Prosthetics |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 10 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 3 Sayı: 2 |
"Dünyada herşey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır. Yalnız ilmin ve fenin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişimini anlamak ve ilerlemeleri zamanında takip etmek şarttır. Bin, iki bin, binlerce yıl önceki ilim ve fen lisanının koyduğu kuralları, şu kadar bin yıl sonra bugün aynen uygulamaya kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir."