Akut perioperatif ağrının yetersiz kontrolü ve buna bağlı cerrahi stres yanıt ameliyat sonrası olumsuz sonuçlara neden olmaktadır. Postoperatif dönemdeki etkisiz ağrı kontrolü, normal stres cevabı arttırıp endokrin, solunum, kardiyovasküler, gastrointestinal, kas iskelet sistemleri bozukluklarına ve hasta psikolojisi üzerinde önemli değişikliklere yol açmaktadır. Bu bağlamda postoperatif ağrıda hastanın ağrıya ve analjeziye bağlı komplikasyonlarını en aza indirmeyi veya ağrıyı ortadan kaldırmayı, iyileşmeyi hızlandırmayı ve böylece hastanede kalış süresini azaltmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle postoperatif ağrı kontrolünün doğru bir şekilde yapılabilmesi için klinisyenler tarafından geliştirilen güncel rehberler takip edilmeli ve hemşirelik uygulamalarına entegre edilmelidir. Ağrı kontrolünde kanıta dayalı uygulamalara yer vermek, hem ağrının değerlendirilmesinde hem de ağrı tedavisinin uygulanmasında daha güvenilir ve daha etkili kaynak olmaktadır. Klinik uygulamalar sırasında araştırmaların kullanılma durumlarını değerlendiren araştırmalarda, hemşirelerin kanıta dayalı uygulamaları sıklıkla kullanmadığı belirlenmiştir. Ancak ağrının değerlendirilmesinden, tedavisine ve kayıt altına alınmasına kadar her süreçte kanıta dayalı uygulamalara yer verilmelidir. Ağrı tedavisinde kanıta dayalı uygulamanın kullanılması klinik uygulamalarda ve hasta bakım sonuçlarında fark yaratmak, bakımı standardize etmek, bakım kalitesini ve sonuçlarını iyileştirmek ve hasta-hemşire memnuniyetini arttırmak açısından önemlidir.
Insufficient control of acute perioperative pain and related surgical stress response lead to negative postoperative consequences. Ineffective pain control in the postoperative period increases the normal stress response and leads to endocrine, respiratory, cardiovascular, gastrointestinal, musculoskeletal system disorders and significant changes in patient psychology. In this context, it aims to minimize the complications of the patient due to pain and analgesia in postoperative pain or to eliminate the pain, to accelerate the recovery, thus reducing the duration of hospital stay. For this reason, in order to perform postoperative pain control correctly, current guidelines developed by clinicians should be followed and integrated into nursing practices. Including evidence-based practices in pain control is a more reliable and effective resource for both pain assessment and pain management. In studies evaluating the use of researches during clinical practices, it was determined that nurses do not frequently use evidence-based practices. However, evidence-based practices should be included in every process from pain assessment to treatment and recording. The use of evidence-based practice in pain treatment is important in terms of improving the quality and outcomes of care, making a difference in clinical practices and patient care outcomes, standardizing care and increasing patient-nurse satisfaction.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Basic Sciences |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Şubat 2022 |
Gönderilme Tarihi | 30 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 4 Sayı: 1 |
"Dünyada herşey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır. Yalnız ilmin ve fenin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişimini anlamak ve ilerlemeleri zamanında takip etmek şarttır. Bin, iki bin, binlerce yıl önceki ilim ve fen lisanının koyduğu kuralları, şu kadar bin yıl sonra bugün aynen uygulamaya kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir."