Çalışmamızın amacı, 18. yüzyılda Osmanlı mâliyesinde iltizâm sistemi içerisindeki yeni uygulamaların taşra idaresindeki kullanımının, devlet ve toplum ilişkilerini ne biçimde değiştirdiğini ve dönüştürdüğünü ortaya koyabilmektir. Bu bağlamda 18. yüzyılda devlet ve toplum ilişkilerinin boyutunu değerlendirebilmek için, yönetim düzeneğinin hem birbirleriyle hem de toplumla olan ilişkileri, uzlaşı kavramı çerçevesinde çözümlenmiştir. Sonuç olarak taşradaki ehl-i örf halkalarına yenilerinin eklenmesiyle yetki çatışmalarının arttığı ve bu halkaların hem birbirleriyle hem de devletle olan uzlaşılarının kuramda ve pratikte farklılaştığı görülmüştür. Elimizdeki veriler, devlet ve toplum ilişkilerinde uzlaşıdan çok, problemlerin devam ettiğini göstermiştir. Nihâyetinde uzlaşı kavramı çerçevesindeki uygulamaların kuramda ve pratikte nasıl gerçekleştiği sorunsalının analizi sonucunda diyebiliriz ki, taraflar arasında bir anlaşma zemini sağlanmaya çalışılsa da uzlaşı kuralı çoğu zaman ihlâl edilmiş, mâlikâne uygulaması ile getirilmeye çalışılan uzlaşı alanı çoğunlukla kuramda kalmıştır. Nitekim mâlikâne uygulaması kapsamında ortaya çıkan yeni taşra yöneticilerinin başka bir söylemle devlet otoritesinin yeni temsilcilerinin, ellerindeki yetkileri iltizâm sistemindeki mültezim profilinden farklı bir şekilde kullanamadıkları görülmüştür. Esâsen idarî ve malî organizasyonda devletin yardımcısı olan mültezimlerin, iltizâm sisteminde olduğu gibi kısa süreli olarak atanmaları, kendi menfaatlerinin ön plana çıkmasına ve nihâyetinde 18. yüzyılın bu yeni ve etkili aktörlerinin, iltizâm sistemi içinde edindikleri nüfûz ve servet yoluyla devlet ve toplum ilişkilerine farklı bir boyut kazandırmalarına neden olmuştur.
The aim of our study is to expose how the use of the new practices in the iltizâm (tax farming) system in the Ottoman finance in the 18th century in the provincial administration changed and transformed the state and society relations. In this context, in order to evaluate the dimension of the state and society relations in the 18th century, the relations of the administrative mechanism with each other and with the society were analyzed within the framework of the concept of consensus. As a result, it has been observed that the conflicts of authority increased with the addition of the newcomers to the rings of ahl-i ‘urf in the countryside, and the reconciliations of these rings with each other and with the state differed both in theory and in practice. The data in hand showed that the problems continue rather than consensus in the state and society relations. Overall, the result of the analysis of the problematic of how the practices within the framework of the concept of consensus are realized in theory and in practice shows that although an agreement was tried to be established between the parties, the consensus rule was often violated, and the consensus ground that was tried to be brought with the mansion practice remained mostly in theory. As a matter of fact, it has been seen that the new provincial administrators, in other words, the new representatives of the state authority, who emerged within the scope of the mansion practice, could not use their powers in a different way from the mültezim (taxpayer) profile in the iltizâm system. In fact, the short-term appointment of mültezims, who are the assistants of the state in administrative and financial organization, as in the iltizâm system, brought their own interests to the fore and finally, led to the addition of a different dimension to the state and society relations by these new and influential actors of the 18th century through the influence and wealth they acquired in the iltizâm system.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 22 Haziran 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 25 Ocak 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 62 Sayı: 1 |
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.