Sessizliğin edebiyattaki gücü sözün sınırlarını aşan zenginleştirici özelliğinde yatar ve kimi zaman sözle ifade edilemeyeni anlatarak çok daha derin anlamlara kavuşulmasını sağlar. Bu bağlamda, Ilya Kaminsky Sağır Cumhuriyet isimli yarı otobiyografik eserinde sessizliği çok anlamlı bir anlatım aracı olarak kullanmıştır. Bunlardan ilki bilinçli olarak duymayı reddeden halkın mevcut otoriter rejime karşı sessizlik aracılığıyla direnişe geçmesidir. Bu alışılmadık direnişle birlikte sessizliğin anlam alanı genişler. Halk ve devlet arasındaki süre gelen güç ilişkilerindeki denge bozulur. Bununla bağlantılı olarak sessizlik şiirlerin tamamında birincil anlamından sıyrılarak diyalojinin önemli bir parçası haline gelir ve dilin önemli bir bileşenine dönüşür. Bir diğer katman kadınların, yüzyıllardır baskı aracı olarak kendilerine karşı kullanılmış olan sessizlik kavramını metamorfoza uğratarak bu defa ses yükseltmek için kullanmasıdır. Son olarak Kaminsky’nin çoğu şiirde çeşitli biçimlerle boşluklar yarattığı görülür ve sessizlik bir kez daha bu boşluklarda anlam yüklü olarak gözle görülür bir şekilde kendine yer edinir. Sonuç olarak görülmektedir ki belirli yönleriyle bir sivil itaatsizlik eylemi olarak adlandırılabilecek türden bir direnişle bilinçli olarak duymayı reddeden halk, tiranlığa karşı direnişe geçer ve bu sayede sessizlik anlatının merkezinde konumlanır. Bu da sessizlik olgusunun yukarıda bahsi geçen yönleriyle irdelenmesine olanak tanır. Bu bağlamda çalışmanın amacı Sağır Cumhuriyet eserindeki sessizlik olgusunu çok katmanlı bir anlam alanı olarak kuramsal boyutlarıyla analiz etmektir.
The power of silence in literature lies in its transcending and enriching characteristic which renders it possible to grasp a deeper meaning by way of telling the things that cannot be told by words. In this respect, Ilya Kaminsky uses polysemous silence as a narrative technic in his partially autobiographic book, Deaf Republic. Silence is primarily used as an instrument of insurgency by the townspeople who reject to hear consciously and revolt against the authoritarian government. With this unusual resistance, the meaning of silence expands. The ongoing power relations between the public and the state gets destabilized. Relatedly, stripped of its primary meaning in all the poems, silence becomes an important part of the dialogue and turns out to be a significant component of the language. Another layer is that metamorphosing the concept of silence that has been used against them as a tool of oppression for centuries, women use it this time to raise their voices. Lastly, it is seen that in most of the poems, Kaminsky creates absences with various forms and once again silence takes its place in these absences, visibly loaded with meaning. Hereby, consciously refusing to hear with a kind of resistance that can be called an act of civil disobedience in certain aspects, the citizens resist against tyranny and thus silence gets positioned at the centre of the narrative, which allows the phenomenon of silence to be analysed with the aforementioned aspects. In this respect, the aim of this study is to analyse the phenomenon of silence in Deaf Republic as a multilayered field of meaning with its theoretical dimensions.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 20 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 2 Mayıs 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 63 Sayı: 2 |
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.