Psikoloji bir bilim olarak ortaya çıkmadan önce uzun süre felsefi disiplinler içerisinde ele alınmıştır. Filozoflar, psikolojinin insan ruhunu ortaya koyan bir bilim dalı olduğunu söylemekte ve insanı beden-ruh birlikteliği ile ele alıp düşünmektedirler. Psikolojinin felsefeye bağlı olarak geliştiği dönem içerisinde filozofların bilgiyi ele alış biçimlerine göre psikolojiye bakış açıları da değişmiştir. 19. yy’da bilimde yaşanan gelişmeler ve değişmeler, bu dönemde ekonomik, sosyal ve siyasal alanda yoğun bir kargaşanın yaşanmasına sebep olmuştur. Sanayileşmeyle birlikte gelen sosyal ilişkilerdeki farklılaşma, insanların makinelere bağımlılığının giderek artması, yaşamın tekdüzeleşmesi ve hepsinden önemlisi insanın yalnızlaşması, bireyin psikolojik sorunlarının artmasına neden olmuştur. Tüm bu yaşanan gelişmeler ışığında psikoloji felsefeye bağlı olmaktan çıkarak bir bilim halini almıştır. Wilhelm Wundt tarafından ilk psikoloji laboratuvarı 1879’da kurulunca psikoloji felsefenin etkisinden kurtularak pozitif bir bilim haline gelmiştir. Psikoloji alanının bilim olarak gelişmesi uzun bir süre alsa da alanın insanlık tarihi kadar eski bir köke sahip olduğu ve her zaman insan hayatının ayrılmaz bir parçası niteliğini taşıdığı su götürmez bir gerçektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Kitap İncelemesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 29 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 5 Sayı: 1 |
Düzce İlahiyat Dergisi, Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.