Bu
makale dört ulusal gazetede, darbeler açısından yakın Türkiye tarihinin iki
önemli olayının (28 Şubat 1997 MGK Toplantısı ve Adalet ve Kalkınma Partisi’ne
2008’de açılan kapatma davası) ele
alınış biçimlerini incelemektedir. Bu minvalde, makalenin amacı gazetelerin bu
iki önemli olaydaki rollerini anlamaya
çalışmaktır. Bu nedenle ilk olarak söz konusu sosyal sorunnun ve olayların arka
planı açıklanacaktır. Konuyla ilgili haberlerden ve haber görsellerinden oluşan
veri öncelikle dijital ortama aktarılarak bir derlem elde edilmiştir. Elde
edilen derlem Eleştirel Söylem Çözümlemesinin önemli bir kolu olan Tarihi
Söylem Yaklaşımı kullanılarak çözümlenmiştir. İnceleme sonuçları her bir
gazetenin kelime seçiminin ve söylem oluşturma şeklinin, gazetenin söz konusu
olaya yönelik genel yaklaşımından bağımsız olmadığı saptanmıştır. Sonuç olarak
gazetelerin, özellikle 28 Şubat sürecinde, söz konusu sorunun güçlü gruplar
tarafından yapılan tanımına kafa tutamayacak kadar kadar uysal oldukları
gözlemlenmiştir. Daha önemlisi, çatışmanın iki farklı dünya görüşü arasında
olduu kadar aynı dinin Türkiye’deki farklı algılanışları arasında cereyan
ettiği görülmektedir
Türk gazeteleri Türkiye darbe eleştirel söylem çözümlemesi söylem tarihi yaklaşımı
This article
seeks to critically analyse the discourse(s) of four Turkish dailies (Cumhuriyet, Hürriyet, Vakit and Zaman) on two significant political
events, the National Security Council meeting on 28th February 1997 and the
2008 indictment case against the ruling Justice and Development Party, with a
special focus on the recent 15th July 2016 coup attempt in the discussion. By
doing so, the objective will be to understand the coverage of coup d’état by
each newspaper. The historical significance of the social problem at stake, and
the context of the events, will be delineated at the outset. The data consisting of images of pertinent
news articles are digitalised and assembled into a corpus. The news corpus is
analysed drawing on a specific Critical Discourse Analysis approach, namely the
Discourse-Historical Approach. The findings have shown that the lexical
selection and discourse formation of each newspaper is not independent of the
agency’s attitude towards the events in question. As a result, the newspapers
are found to be too acquiescent to challenge the definition of the problem
independent of the powerful groups, particularly within the context of 28
February process. More importantly, the conflict seems to rage not in between
two separate ideologies but over different understandings of the same religion,
i.e. Islam.
Turkish newspapers Turkey coup d’état critical discourse analysis discourse historical approach
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Nisan 2018 |
Gönderilme Tarihi | 22 Kasım 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 6 Sayı: 1 |