Ülkemizde meydana gelen depremlerde, öngörülen kural ve standartlara uygun inşa edilmemiş çok sayıda yapı hasar görmektedir. Depremde yapı kaynaklı zararların meydana gelmesinin temel sebebi, yapıların inşa sürecinde görev alanların (mimar, mühendis, işçi vs.) belirlenen kural ve standartlara uygun davranmamasıdır. Bu sebeple, depremin yapılar üzerindeki yıkıcı etkisinin azaltılması, ancak yapıların inşa sürecinde görev alanların belirlenen bu kural ve standartlar uygun davranmasını sağlamakla mümkündür.
1999 yılında yaşanan Marmara Depremine kadar, söz konusu kural ve standartlara uygun yapı inşa edilip edilmediği kamu kurum ve kuruluşlarınca denetlenmekteydi. Ancak Marmara Depreminin yapılarda meydana getirdiği hasar, yapılan denetimin etkili ve yeterli olmadığını gösterdi. Bu nedenle, yapı denetiminin bu konuda uzmanlığa sahip kişilerin ku-racağı yapı denetim kuruluşları aracılığıyla gerçekleştirilmesi esası kabul edildi.
Yapı Denetimi Hakkında Kanun’a göre yapı denetim faaliyeti, yapı denetim kuruluşları ile yapı sahibi arasında akdedilen yapı denetim sözleşmesi uyarınca gerçekleştirilmektedir. Yapı denetim kuruluşları yapı sahibine karşı yapının can ve mal güvenliğini sağlama amacıyla öngörülen kural ve standartlara uygun inşa edilip edilmediğini denetlemekle yükümlüdür. Yapı denetim kuruluşlarının yapı denetim sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini tam veya gereği gibi yerine getirmemesi borca aykırı davranış teşkil eder. Borca aykırı davranış sebebiyle zarara uğrayan yapı sahibi, meydana gelen zararlarının tazmin edilmesini yapı denetim kuruluşundan sözleşmeye aykırılık hükümlerine göre talep edebilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 7 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 27 Sayı: 1 |
Bu Eser Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.