Having begun to gain importance since the foundation
of civilizations, cities have continually been in a state of change and
transformation. On the other hand, the modern phenomenon of urbanization
originated after the Industrial Revolution. With the industrialization
movements, cities are areas where the plus value is produced. Furthermore, the
need for the labor force for production initiated the migration to cities and
the proletariat culture in cities brought about the class consciousness. The
class analyses on the European cities by Marx and Engels later laid the
groundwork for the critical urban theories. In the 1920s, the city was first
addressed as a research object by the Chicago School and the spatial
organization of the city was examined. After the 1970s, radical theoreticians
examined the city via the capital accumulation process and dealt with the
spatialization of capital and the social movements. So, the critical
perspective on the present cities, which entered the rule of the capitalist
accumulation processes, offered a structural analysis for the urbanization of
neoliberalism. In this context, the study aims to discuss the contributions to
be made by the economic and political perspectives to understand the present
cities and to offer a new form of reading for the urbanization of neoliberalism
by providing a background on the classical urban theories.
Urban theories Chicago school radical theory urbanization of Neoliberalism creative destruction
Uygarlıkların kuruluşundan itibaren önem kazanmaya
başlayan kentler sürekli bir değişim ve dönüşüm halinde olmuştur. Modern
kentleşme olgusu ise Sanayi Devrimi sonrası ortaya çıkmıştır. Sanayileşme
hareketleri ile birlikte kentler artı değerin üretildiği alanlar olmuştur.
Bununla birlikte üretim için emek gücüne duyulan ihtiyaç kentlere göçü
başlatmış ve kentlerdeki proletarya kültürü sınıf bilincini beraberinde
getirmiştir. Marx ve Engels’in Avrupa kentleri üzerine yaptığı sınıf çözümlemeleri
ilerleyen zamanlarda eleştirel kent kuramlarına zemin hazırlamıştır. 1920’lerde
ise Chicago Ekolü tarafından kent ilk kez bir araştırma nesnesi olarak ele
alınmış ve kentin mekânsal örgütlenmesi incelenmiştir. 1970’lerden sonra ise
radikal kuramcılar kenti sermaye birikim süreci üzerinden inceleyerek
sermayenin mekânsallaşmasını ve toplumsal hareketleri ele almışlardır. Böylece
kapitalist birikim süreçlerinin hakimiyeti altına giren günümüz kentlerine
yönelik eleştirel perspektif neoliberalizmin kentleşmesine yapısal bir
çözümleme sunmuştur. Bu bağlamda
çalışma, klasik kent teorileri hakkında bir arka plan vererek günümüz
kentlerini anlamada ekonomik ve politik perspektiflerin sağlayacağı katkıları
tartışmayı ve neoliberalizmin kentleşmesine yeni okuma biçimi sunmayı
amaçlamaktadır.
Kent kuramları Chicago ekolü radikal kuram Neoliberalizmin kentleşmesi yaratıcı yıkım.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 3 Mart 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 27 Sayı: 1 |