Ekoeleştiri kuramı, insan ve doğa etkileşimi üzerine yoğunlaşır. Dış dünyada ve çevrede meydana gelen değişmeler, habitattaki düzensizlik, atmosfere salınan yüklü miktardaki zehirli gazlar, bitki örtüsünün tahribatı, toprağın suni yöntemlerle zehirlenmesi, iklim değişikliği, genetik ve tarım politikaları, ölçüsüz mali teşebbüsler ve sınırsız tüketim alışkanlıkları benzeri birçok mesele, bu kuramın doğrudan odağındadır. Belirli bir felsefe üzerine inşa edilen Semih Kaplanoğlu’nun Buğday filmi de yeryüzünün maruz kaldığı dönüşüme kayıtsız kalmamaktadır. İnsanlar ve diğer canlı varlıklar olarak topyekûn paylaşılan dünya, insan eliyle hasar görmektedir. Akılcı politikalar geliştirdiği yanılgısına kapılan insanlık, sadece fiziksel çevreye zarar vermekle kalmaz, kendine de yabancılaşır. Var olan faydacı ve tamahkâr eylemler karşısında manevi dinamikleri yeniden harekete geçirmek kaçınılmazdır. Bu bağlamda İslam müktesebatına katkı sağlayan tasavvuf geleneği, bir çıkış yolu olabilir. Nitekim insan, ancak kendini bulup tanıdığında diğer yaşam biçimlerine saygı gösterecektir. Buğday’ı eskatolojik bir anlatı şeklinde tasvir etmek yerine söz konusu filme olabildiğince somut ve hakikat penceresinden bakmak yerinde olacaktır. Çalışmanın nihai hedefi, ekoeleştiri kuramını tasavvufi yorum üzerinden okumaya gayret edip olası ortak paydaları irdelemektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Teori |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 9 Nisan 2020 |
Kabul Tarihi | 21 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 3 Sayı: 1 |
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Karamanoglu Mehmetbey University Journal of the Faculty of Letters is lisensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-No Derivative 4.0 International License.