Amaç: Bu çalışmada amacımız bir Tıp Fakültesi hastanesi fiziksel
tıp ve rehabilitasyon polikliniğinde klinik ve radyolojik olarak gonartroz tanısı
konulan hastalarda gonartroz ve BEHS arasındaki ilişkiyi irdelemekti. Aynı
hastalar BEHS bakımından kontrollerle kıyaslandı. Böylece tartışmalı bir konu
olan ve gonartrozun etyolojisinde suçlanan eklem hipermobilitesinin-laksitesinin
rolünü aydınlatmayı amaçladık.
Gereç ve yöntem: Çalışmaya, gonartroz tanısı konulan 50
hasta ile, diz ağrısı yakınması bulunmayan 25 kontrol dahil edildi. Her iki
gruptaki BEHS varlığı Beighton hipermobilite kriterlerine göre
değerlendirilerek demografik verilerle beraber kaydedildi. Ayrıca hipermobil
kişilerde sık görülen yakınmalar (kolay yaralanma, eklem dislokasyonu gibi)
sorgulandı. Hasta grupta ayrıntılı diz muayenesi yapılarak, çekilmiş olan diz
grafileri Kellgren Lawrence evrelemesine göre yorumlandı. Gonatrozlu kişilerde
fonksiyonel ölçütler yaşam kalitesinin değerlendirilmesinde kullanıldı.
Bulgular: Hasta ve kontrol grubu yaş ve cinsiyet
bakımından karşılaştırılabilirdi. BEHS varlığı hasta ve kontrol grubunda birer
olguda (sırasıyla %2 ve %4) tespit edildi ve gruplar arasında istatistiksel
olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p:0.900). Hasta ve kontrol grubunda BEHS’ na
ait sık görülen yakınmaların öykü şeklinde sorgulanmasında, hasta grubunda
dizde şişlik yakınması tanımlayanlar anlamlı olarak daha fazlaydı (p<0,001).
Sık görülen diğer yakınmalar (kolay yaralanma, eklem dislokasyonu gibi)
bakımından anlamlı farklılık saptanmadı. Hastalarda BEHS ve gonartrozun klinik
ve radyolojik tutulumu arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Hasta grubunda genel
anlamda klinik, radyolojik ve fonksiyonel düzey bakımından ileri derecede
yetersizlik bulunmamaktaydı. Yine de dizde fizik bakı bulguları ile OA’in
klinik ve radyolojik bulguları arasında anlamlı ilişki bulundu (p >0.05).
Sonuç: Çalışmamızdan elde ettiğimiz bulgulara
dayanarak eşliğinde, gonartoz ile BEHS varlığı arasında istatistiksel olarak
anlamlı ilişki bulunmadığı kanaatine varılabilir. Bununla birlikte çalışmamızda
BEHS’li olguların sayısının oldukça düşük olması göz önünde bulundurulmalıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İç Hastalıkları |
Bölüm | Orijinal Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Eylül 2018 |
Kabul Tarihi | 3 Ağustos 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |