Son yıllarda gelişen Osmanlı siyasi tarihi literatürü, XVI. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlıların barışçıl bir dış politika izlediğine işaret etmiştir. Mevcut çalışma, XVII. yüzyılın ilk yarısında bu anlayışın bir uzantısı olarak Osmanlıların serhat bölgesinde barış anlaşmaları imzalamaya başladığına dikkat çekmektedir. Vaka analizi olarak seçilen 1630 yılı Osmanlı-Leh muahedesi örneği, hem Osmanlıların Rumeli serhaddinde yürüttüğü müzakerelere hem de Leh elçisi Aleksander Piaseczyński’nin şahsen bulunduğu İstanbul’da yapılan barış görüşmelerine odaklanmaktadır. Kaynak olarak İstanbul’da bulunan Avrupalı elçilerin raporları seçilmiş ve bilhassa Fransa elçisi Kont Césy’nin Leh otoriterlerle irtibatı muahedenin arka planına dair aydınlatıcı olmuştur. Nihayetinde iki tarafın da Kazak ve Tatar akınlarının durmasına ilişkin taleplerinin uzun vadede karşılıksız kalması, Osmanlı idaresinin barışın formel/resmi tarafıyla değil de birden fazla cephede savaştan kaçınmak ve siyasi çıkarlarını korumak için sulh yenilemekle ilgilendiğine işaret etmektedir.
Osmanlı muahedeleri Yeniçağ Osmanlı-Lehistan diplomasisi Tatarlar Kazaklar Aleksander Piaseczyński
Ottoman diplomatic historians have recently suggested that the Ottomans pursued a peaceful foreign policy in the second half of the sixteenth century. The present study argues that such a suggestion reflected itself in the frontier negotiations between the Ottomans and their neighbours in the first half of the seventeenth century. In the case study of the 1630 Ottoman-Polish peace, both the peace negotiations carried out on the Ottoman frontier and the diplomatic dealings of the Polish envoy Aleksander Piaseczyński in Istanbul have been highlighted. Reports of European diplomats in Istanbul, especially the undated documents left behind by the French Ambassador in Istanbul, Comte de Césy regarding Ottoman-Polish relations during the period under study were chosen as the source group. This contribution discusses, by pointing to the failure of both sides to stop Tatar and Cossacks raids, that the Ottomans were not so much interested in concluding an official treaty as in renewing a perfunctory peace in order to avoid war on two fronts and, hence, to preserve their political interests.
Ottoman peace treaties Early modern Ottoman-Polish diplomacy Tatars Cossacks Aleksander Piaseczyński
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 37 Sayı: 1 |