Problem Durumu: Bilginin hızla ve yığılarak ilerlediği 21.yy’da bilgi
edinimi bireyler ve toplumlar için önemli bir kazanım haline gelmiştir.
Bilginin kullanılabilmesi için onun doğru anlaşılması, yorumlanması ve bununla
da kalmayıp bu bilginin doğruluğunun, yararlılığının ve gerekliliğinin de
sorgulanması gerekmektedir. Bu becerilerin kazanılmasında okuma etkinliğinin
işlevi ve niteliği önem kazanmaktadır. Bireyin, okuma işlemi anlayarak ve zevk
duyarak tamamlandıktan sonra yazarın fikirlerini yorumlaması ve bu konudaki başka
bilgiler ile karşılaştırarak ileri sürülen fikirleri eleştirmesi gerekir.
Öğrencilerin eleştirel okur olmaları için ise öncelikle öğretmenlerin eleştirel
okur olmaları gerekmektedir. Eleştirel düşünme becerisine sahip öğretmenler,
eleştirel düşünmeye ortam hazırlamaya daha istekli, sorduğu sorunun tek bir
cevabı olmadığında kendi kafasındaki cevabın dışındakileri de önemseyip
dinleyen, öğrencinin sadece cevap verebilmesini değil, soru sormasını da
öğrenmesini hedefleyen değişime açık öğretmenlerdir. Bu alandaki öğretmen yeterliliği öğrenme
ortamını ve öğretim yöntemlerini etkileyecektir. Eğitim programında da yer alan
eleştirel okuma becerilerinin öğretimi konusunda öğretmenlere büyük görevler
düşmektedir. Öğretmenlerin ise bu becerileri öğretebilmeleri için öncelikle
kendilerinin sahip olmaları ve anlamaları gerekmektedir. Bu nedenle öğretmen
yetiştirilmesinde, öğretmen adaylarının hangi düzeyde bu bilgi ve becerilere
sahip olduklarının belirlenmesi gerekmektedir. Öğretmen adaylarının hangi
düzeyde eleştirel okuma becerisine sahip olduklarını belirlemek, öğretmen
yetiştiren eğitim kurumlarının nasıl daha nitelikli öğretmen yetiştirecekleri
konusunda fikir vermesi açısından önemlidir. Öğretmenlerin eleştirel düşünme ve
okuma becerileri ile ilgili araştırmalara rastlanmakla birlikte, öğretmen
adaylarının eleştirel okuma öz-yeterlik algılarının incelendiği herhangi bir
araştırmaya rastlanmamıştır. Bu nedenle bu araştırma öğretmen adaylarının
eleştirel okuma öz-yeterlik algılarını çıkarması açısından önemli olduğu
düşünülmektedir.
Araştırmanın
Amacı: Bu araştırmanın temel amacı, öğretmen adaylarının eleştirel okuma
öz-yeterlik algılarını belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda problem cümlesi;
“Öğretmen adaylarının cinsiyetleri, okudukları program, sınıf düzeyleri ve
akademik başarılarına göre eleştirel okuma öz-yeterlik algıları farklılaşmakta
mıdır?” şeklinde belirlenmiştir. Bu amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara cevap
aranmıştır.
·
Öğretmen adaylarının eleştirel okuma
öz-yeterlik algıları nasıldır?
·
Öğretmen adaylarının eleştirel okuma
öz-yeterlik algı ölçeğinden aldıkları puanlar cinsiyete göre göre anlamlı bir
şekilde farklılık göstermekte midir?
·
Öğretmen adaylarının eleştirel okuma
öz-yeterlik algıları ölçeğinden aldıkları puanlar sınıf düzeyine göre göre anlamlı bir şekilde farklılık göstermekte midir?
·
Öğretmen adaylarının eleştirel okuma
öz-yeterlik algıları ölçeğinden aldıkları puanlar öğrenim gördükleri programa
göre anlamlı bir şekilde farklılık göstermekte midir?
·
Öğretmen adaylarının eleştirel okuma öz-yeterlik algıları
ölçeğinden aldıkları puanlar akademik başarılarına göre anlamlı bir şekilde
farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın
Yöntemi: Betimsel araştırma yöntemlerinden genel tarama modeli kullanılmış olan
bu çalışmada, öğretmen adaylarının eleştirel okuma öz-yeterlik algıları
belirlenmiştir. Bu amaç doğrultusunda öğretmen adaylarının eleştirel okuma
öz-yeterlik algıları çeşitli değişkenler (cinsiyet, öğrenim gördüğü program,
sınıf düzeyi ve akademik başarı) açısından incelenmiştir.
Araştırmaya,
2012-2013 Öğretim Yılı Bahar Yarıyılı’nda, Türkiye’nin güneyinde yer alan bir
üniversite’nin Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü’nün Sınıf Öğretmenliği,
Okulöncesi Öğretmenliği, Fen ve Teknoloji Öğretmenliği, Sosyal Bilgiler
Öğretmenliği Ana Bilim Dalları ve Türkçe Eğitimi Bölümü’nde öğrenim gören 594
öğretmen adayı katılmıştır. Bu öğretmen adaylarının, 394’ü kız, 200’ü erkektir.
Öğretmen adaylarından 155’i birinci sınıf, 167’si ikinci sınıf, 156’sı üçüncü
sınıf ve 116’sı dördüncü sınıf olup; 124’ü sınıf öğretmenliği, 90’ı sosyal
bilgiler öğretmenliği, 130’u fen ve teknoloji öğretmenliği, 127’si okul öncesi
öğretmenliği ve 123’ü Türkçe eğitimi bölümünde öğrenim görmektedir. Araştırmada
veri toplama aracı olarak “Eleştirel Okuma Öz-yeterlik Algı Ölçeği” kullanılmıştır.
Araştırmada nicel veriler
üzerinde bağımsız gruplar t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) yapılmıştır.
Araştırmanın
Bulguları: Araştırmadan elde edilen bulgulara göre öğretmen adaylarının eleştirel
okuma öz-yeterlik algıları orta düzeyin üstündedir. Bu çalışmada, öğretmen adaylarının eleştirel okuma
öz-yeterlik algısı cinsiyet, akademik başarısı, öğrenim gördüğü program ve
sınıf düzeyi gibi çeşitli değişkenler açısından incelenmiştir. Buna paralel
olarak araştırmadan elde edilen diğer bulgular da öğretmen adaylarının
eleştirel okuma öz-yeterlik algılarının cinsiyete, öğrenim gördüğü programa ve
akademik başarıya göre faklılık gösterdiği ancak okuduğu sınıf düzeine göre
farklılık göstermediğidir. Öğretmen adaylarının eleştirel okuma öz-yeterlik
algısının cinsiyet açısından kızlar, akademik başarıya göre ise 3.00 ve üstü
lehine olduğu bulunmuştur.
Öğretmen adaylarının eleştirel okuma öz-yeterlik algısının öğrenim
gördüğü programa göre Türkçe Eğitimi Bölümü lehine olduğu bulunmuştur. Türkçe Eğitimi Bölümü'nün lisans programı
incelendiğinde altıncı yarıyılda “Anlama
Tekniği II: Okuma Eğitimi” dersinin içeriğinde okuma türleri başlığı altında
eleştirel okumanın yer aldığı görülmüştür. Bu ders kapsamında öğretmen
adaylarının eleştirel okumaya yönelik bilgilerinin ve farkındalıklarının attığı
söylenebilir.
Araştırmanın
Sonuçları ve Önerileri: Bu araştırmada öğretmen adaylarının eleştirel okuma
öz-yeterlik algısının orta düzeyin üstünde olduğu bulunmuştur. Ayrıca, öğretmen
adaylarının cinsiyet, öğrenim gördüğü program, akademik başarı açısından
eleştirel okuma öz-yeterlik algılarının farklılaştığı, ancak sınıf düzeyine
göre farklılaşmadığı saptanmıştır. Bu sonuçlardan yola çıkarak 2005 programıyla
birlikte öne çıkan eleştirel düşünme becerisinin öğrencilere kazandırılabilmesi
için öncelikle öğretmenlere bu becerilerin kazandırılması ön koşul olduğu
düşünüldüğünde Eğitim fakültelerinin her bölümde eleştirel düşünme- okuma
becerisini kazandırmaya yönelik ders içeriklerinin düzenlenmesi gerektiği
söylenebilir.
Öğretmen adaylarının öz-yeterlik inançları onların
davranışlarını daha doğru olarak anlaşılmasına imkan tanıdığı göz önüne
alındığında öğretmenlerin özel alanlardaki öz-yeterliğinin büyük öneme sahip
olduğu söylenebilir. Öğretmen eğitimindeki uygulamalar için özyeterliklerin
belirlenmesini noktasından hareketle öğretmen eğitiminde öz-yeterlik algısının
geliştirilmesine önem verilmesi gerektiği görülmektedir. Bu bağlamda, eğitim
fakültelerinde eğitim gören öğretmen adaylarının öz-yeterlik inanç düzeylerinin
ve problem çözme becerilerinin belirlenmesi ve bu becerilerinin
geliştirilmesine yönelik çalışmaların yapılması önerilebilir.
: Eleştirel okuma öğretmen adayları öz-yeterlik algısı öğretmen yetiştirme
Problem
Statement: Teachers have important roles in teaching critical reading skills that
already exist in the curriculum. Teachers themselves should have critical
reading skills and be able to identify them so as to be able to teach these
skills to their students. Therefore, it becomes necessary to determine the
extent to which pre-service teachers have acquired knowledge and skills
regarding critical reading and the training of teachers. Determining
pre-service teachers’ critical reading skill is significant since it may
provide ideas for the teacher training institutions as to how to train more
qualified teachers. While some studies about the critical thinking and reading
skills of teachers exist in the literature, no study investigating the critical
reading self-efficacy perceptions of pre-service teachers was found. Therefore, this study is important in
revealing the critical reading self-efficacy perceptions of pre-service
teachers.
Purpose
of the Study: The main objective of this study is to determine
teachers’ perceptions about their self-efficacy on critical reading. In this
respect, the present study seeks answers to such questions as “What is the
level of pre-service teachers’ sense of self-efficacy on critical reading?” and
“Do teachers’ senses of self-efficacy on critical reading differ according to
their graduation programs, grade levels, genders and academic achievements?”
Method: This study designed according to the cross-sectional
survey model was conducted with 594 pre-service teachers from different
departments and grade levels of the faculty of education at a state university
in southeast region of Turkey during the 2012-2013 academic year. The
quantitative data was analysed using independent samples and a t-test and
one-way analysis of variance (ANOVA).
Findings
and Results: In this study, it was found out that the pre-service
teachers have a sense of self-efficacy on critical reading above the
intermediate level and their self-efficacy beliefs differ according to their
genders and graduate programs. However, the same is not true across different
grade levels.
Conclusions
and Recommendations: The critical reading
self-efficacy perceptions of pre-service teachers differed across gender,
departments and academic achievements, while they did not differ across grade
levels. Based on these findings, it can be concluded that necessary regulations
in the curriculum of all departments of the faculty of education should be done
as teaching the critical thinking and reading skills to teachers are
prerequisite for teaching them to students.
Critical reading pre-service teachers self-efficacy perception teacher training
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Nisan 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 15 Sayı: 59 |