Problem Durumu: Örgütsel öğrenme kavramı hem yönetim ve örgüt bilimi ile
ilgili çalışan akademisyenler, hem de uygulayıcılar tarafından ilgiyle
karşılanmakta ve birçok kaynakta farklı yazarlar tarafından yorumlanmaktadır.
1978 yılında ise Argyris ve Schön tarafından örgütlerde öğrenme ile ilgili ilk
model ileri sürülmüştür. Bu model ve sonrasında birçok akademisyen ve yazar
alanla ilgilenerek örgütsel öğrenmeyi farklı açılardan ele almışlardır. Bu
bağlamda örgütsel öğrenme kavramı, hataların tespit edilip düzeltilmesi, geçmiş
eylemler ve onların etkililiği ile gelecekteki eylemler arasında geliştilimiş
olan sezgi, bilgi ve ilişkiler ve istenen sonuçlara ulaşmak için gerekli olan
yetenekleri sürekli geliştirmek olarak tanımlanabilmektedir.
Zaman içinde bir çok
yazar, örgütsel öğrenmenin nasıl gerçekleştiği konusunda çeşitli fikirler ileri
sürmüşlerse de bunların büyük bir kısmı tek döngülü öğrenme ve çift döngülü
öğrenme kavramları etrafında toplanmıştır. Tek döngülü öğrenme, adapte olmayı
öğrenme veya alt düzey öğrenme olarak tanımlanabilmektedir. Örgütsel hataların
düzeltilmesi için kullanılan bu öğrenme şekli, örgütlerin mevcut amaç ve
politikaları dahilinde gerçekleşmektedir. Tek döngülü öğrenmenin genellikle
kısa dönemli, yüzeysel ve geçici olduğunu belirterek geçmişteki davranışların
bir tekrarı olabileceğini ve örgütün rutinleri seviyesinde kaldığı
bilinmektedir. Bu bağlamda tek döngülü öğrenmenin hedefinin, mevcut sistemin
optimizasyonu ve hataların ortadan kaldırılması olduğu ileri sürülebilir.
Çift döngülü
öğrenme ise tek döngülü öğrenmeden farklı olarak günlük eylem ve rutinlerin
altında yatan zihinsel modellerin, politikaların ve varsayımların
değiştirilmesini öngörmektedir. Çift döngülü öğrenme ise hatalarla
karşılaşıldığında başkalarının suçlanmasına neden olan ve temelde yatan ana
programın değiştirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Tek döngülü öğrenmenin aksine
çift döngülü öğrenme sadece hataların tespit edilip düzeltilmesi ile kalmaz.
Aynı zamanda hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için hatalı eylemlere yön veren
stratejilerin, değerlerin ve normların değişmesini de kapsamaktadır.
Tek döngülü
öğrenme örgütün var olan yapısı dahilinde eylemlerin uyarlanması yoluyla
öğrenmeyi sağlarken, çift döngülü öğrenme ise bu eylemlerin altında yatan
zihinsel süreçlerin, yapıların değiştirilmesi vasıtasıyla öğrenmeyi
sağlamaktadır. Bu iki düzey öğrenmeden farklı fakat ikisini de kapsayıcı
nitelikte olan üç döngülü öğrenme ise örgütün öğrenmeyi öğrenmesi, örgüt
yapısının öğrenmeye uygun bir hale getirilmesi anlamına gelmektedir. Kısacası
üç döngülü öğrenme örgüt üyelerinin, kendilerinden önce örgütte var olan ve
öğrenmeyi engelleyen veya teşvik eden yapıların farkına vararak öğrenme için
yeni yapı ve stratejiler geliştirmesi olarak tanımlanabilir.
Yenilik kavramı ise
var olan bir şeyde, öncekinden daha olumlu yönde değişiklikler yapmak ve ortaya
yeni bir şeyler koymak olarak tanımlanabilir. Örgüt bağlamında ele alındığında
ise yenilik kavramı örgütün çevreye uyum sürecinin kolaylaştırmak için çıktı, yapı ve süreçlerde yapılan bir değişim
aracı olarak tanımlanabilir. Yenilik
kavramını tanımlarken göz önünde bulundurulması gereken bir nokta, yeniliğin
değişimle karıştırılamaması gerektiğidir. Yenilik kavramı değişimden daha dar
bir alana vurgu yapmak için kullanılır ve geleneksel bir şekilde ürünler ve
süreçler üzerine odaklanmış olumlu ve özel bir değişmedir.
Örgütlerde
yenilik, tek seferde gerçekleşen bir olgu olmanın aksine bir süreci kapsayan
eylemler bütünü olduğu gibi, aynı zamanda belirli prensipler çerçevesinde
gerçekleşmesi gereken bir süreci ifade etmektedir. Örgütlerde yenilik, tek bir
hamlede gerçekleşip verim alınabilen bir olgu değil, aksine iyi bir planlama ve
yönetim gerektiren bir süreç gerektirmektedir. Bir diğer deyişle yeniliğin
kendi kendine gerçekleşmediği ve bir süreci kapsayarak gerçekleştiğinden
hareketle, yeniliğin de diğer örgütsel süreçler gibi yönetilmesi gerektiğini
ifade etmek yanlış olmayacaktır.
Özetlemek
gerekirse örgütlerde yenilik, hızlı bir şekilde değişiklik gösteren dünya ve
çevre şartlarına uyum sağlama ve hatta bu çağın bir adım önüne geçebilmek için
bir gerekliliktir. Çünkü sürekli gelişim gösteren bir ortamda yenilikten uzak
kalan örgütlerin fonksiyonlarını sürdürebilmeleri mümkün değildir. Diğer yandan
örgütlerin yenilik girişimlerini ne yönde başlatacaklarını belirleyebilmeleri
açısından belirli bir seviyede bilgi toplamaları ve bu bilgiyi işleyerek örgüt
açısından anlamlı bir hale getirmeleri gerekmektedir. Bu noktada da yenilik
yönetimi açısından örgütlerin öğrenmesi ve bu öğrenme sürecinde kullandıkları
mekanizmalar önem kazanmaktadır.
Kaynağını aldığı
ve çıktısını verdiği toplumların geçirdiği değişimler, okulların işlevlerinin,
yükümlüklerinin ve tanımlarının da sürekli değişmesini zorunlu kılmaktadır.
Örneğin pozitivist paradigmalara göre okul, öğrenciye bilmesi gerekenleri
öğreten ve gerçek bilginin tartışmasız doğru olduğunu savunan kurumlar olarak
tanımlanabilecekken yeni değerler ışığında okuldan beklenen, bilgiyi değil
öğrenmeyi öğreterek öğrencinin kendi bilgisine ulaşmasını sağlamaktır. Okula
ilişkin olan bu algının değişmesinin altında yatan sebeplerden biri de toplumun
artık endüstri toplumu olmaktan çıkıp bilgi toplumu haline gelmesidir. Okulun
da toplumun bu değişen yapısına cevap verebilmesi için değişiklik göstermesi,
sanayi toplumu bireylerinden ziyade bilgi toplumu bireyleri yetiştirebilecek
şekilde bir değişim ve yenileşme göstermesi gerekmektedir. Bu bağlamda ise
okulların örgütsel öğrenmeyi gerçekleştirebilen kurumlar olabilmeleri, yenilik
girişimlerinde bulunabilen ve bu girişimleri etkili bir şekilde yönetebilen
örgütler haline gelmeleri önem kazanmaktadır
Araştırmanın Amacı: Bu doğrultuda yapılan bu çalışma ile
eğitim örgütlerinin kullandıkları örgütsel öğrenme mekanizmalarının neler
olduğu, yöneticilerin yenilik yönetimi becerilerinin ne düzeyde olduğu ve
örgütsel öğrenme mekanizmaları ile yenilik yönetimi becerileri arasındaki
ilişkinin ne düzeyde olduğu belirlenerek literatüre katkıda bulunulmak
amaçlanmıştır.
Araştırmanın Yöntemi: Bu araştırma, ilişkisel tarama
modelindedir. Bu doğrultuda yapılan bu çalışma ile Bolu ili merkez ilçede
bulunan liselerdeki örgütsel öğrenme mekanizmaları, yenilik yönetimi becerileri
ve aralarındaki ilişki var olan şekliyle belirlenmeye çalışılmıştır.
Araştırmanın evrenini ise 2013-2014 eğitim öğretim yılında Bolu ili Merkez
ilçedeki liselerde görev yapan öğretmenleri kapsamaktadır. Araştırmada
öğretmenlerin tamamına ulaşılamayacağı için örneklem alma yoluna gidilmiş ve
basit rastgele örneklem alma yöntemi kullanılmıştır. Bu doğrultuda çalışma Bolu
Merkez ilçedeki liselerde görev yapan 272 öğretmen ile yürütülmüştür. Araştırma
verilerinin toplanmasında Okullarda Örgütsel Öğrenme Mekanizmaları Ölçeği ve
Okullarda Yenilik Yönetimi Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma verilerinin çözümlenmesinde
yüzde frekans analizleriyle, parametrik olmayan tekniklerden Spearman Rho
Korelasyon Analizi kullanılmıştır.
Araştırma Bulguları: Araştırma sonucunda lise
öğretmenlerinin hem okullarındaki örgütsel öğrenme mekanizmalarına ilişkin hem
de yöneticilerin yenilik yönetimi becerilerine ilişkin görüşlerinin toplamda ve
alt boyutlarda orta düzeyde olduğu ve öğretmenlerin örgütsel öğrenme
mekanizmalarına ile yöneticilerin yenilik yönetimi becerilerine ilişkin
görüşleri arasındaki yüksek düzeyde, pozitif yönlü ve anlamlı ilişki olduğu
sonuçlarına ulaşılmıştır.
Sonuç ve Öneriler: Araştırma sonuçları doğrultusunda; liselerdeki öğrenme
mekanizmalarının yüksek düzeyde işletilmesi için üç döngülü öğrenmeyi
gerçekleştirecek şekilde çalışmasının sağlanması, liselerin bilgiyi daha etkili
arayan, oluşturan, yorumlayıp anlamlandıran ve gerektiğinde kullanmak üzere
hafızasında saklayabilen kurumlar haline getirilmesi sağlanarak yenilikçilik
potansiyelinin artırılması, yöneticilerin okullarıyla ilgili inisiyatif alabilmelerini
sağlayacak esnek bir hareket alanı oluşturularak yenilik konusunda risk
alabilir bir duruma getirilmeleri, liselerin örgütsel öğrenme mekanizmaları ve
yenilik yönetimine yönelik ihtiyaç ve beklentileri belirlenirken okul tür ve
farklılıkları göz önünde bulundurulması önerileri geliştirilmiştir.
Problem
Statement:
In modern society, schools, just as other institutions, are required to be
innovative organizations. For this purpose, they must not only be learning
organizations, they must also be innovative. In this sense, the purpose of this
study is to discover the relationship between organizational learning
mechanisms at schools and innovation management skills of school
administrators.
Purpose
of the Study: The purpose of this study is to determine high
school teachers’ opinions of the innovation management skills of school
administrators and organizational learning mechanisms at high schools.
Method: The
research was conducted with the relational survey model, and 272 teachers were
sampled with the random sampling method. To collect the research data, the
Organizational Learning Mechanisms Scale and Scale of Innovation Management in
Schools were used. The data was analyzed with frequency, percentage, standard
deviation, mean, and Spearman’s rho correlation analyses.
Findings
and Results: According to the results of the
research, teachers’ opinions of both the organizational learning mechanisms of
their schools and their administrators’ innovation management skills were
medium level in total and at sub-dimensions; and there is a high-level,
positive, and significant relationship between teachers’ opinions of
organizational learning mechanisms and the innovation management skills of
school administrators.
Innovation management organizational learning mechanisms school administrator teacher.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 16 Sayı: 66 |