Teknoloji ve iletişimin ilerleme kaydetmesi, küreselleşme uluslararası ticaretin büyümesini sağlarken
marka korumasının önemini artırarak zorunlu kılmıştır. Özellikle son çeyrek yüzyılda önemi
olağanüstü bir hızla artan markalaşma, şirketlerin maddi değerlerinin sahip oldukları varlıklardan daha
çok markalarıyla değerlendirilmesini beraberinde getirmiş ve marka sermayesi kavramını literatüre
kazandırmıştır. Mevcut olan bu durum değeri milyar dolarla ölçülen pek çok şirketin markasının
değerini, maddi varlıklarının toplam değerinden daha fazla hale getirmektedir. Bu noktada; gerek
saygınlığı ve güvenilirliği gerek maddi getirisi yüksek markalara karşı kötü niyetli teşebbüslerin
önlenmesi büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda markanın esas sahibi adına tescili, markanın tescil
sonrası konumunu ve marka ihlali sonucu ortaya çıkabilecek durumları tüm boyutları ile ele alınması
önemlidir. Bu çalışmada, söz konusu bu ana noktadan yola çıkılarak, Eti, Ülker ve Torku markalarının
pazarlama iletişimi çerçevesinde, marka başvuruları ve tescil sonrası konumları tartışılmıştır.
Araştırmanın ETİ, ÜLKER ve TORKU markaları ile sınırlandırılmasının nedeni; söz konusu
markaların Türkiye’de köklü olan firmaların ürünlerinin tüketiciler nezdinde güven duygusu
uyandıran gelen markalar olmasıdır. Bu özelliğin şirketlerin marka değerine katkı verdiği
düşünülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2018 |
Gönderilme Tarihi | 15 Mayıs 2018 |
Kabul Tarihi | 15 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 2 Sayı: 3 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)