International broadcasting, an activity that is implicitly or explicitly supported by States,
has historically had an important place in shaping international communication. Although
this type of broadcasting differs from the commercial international media category in terms
of its preferred target group and ownership, it has some common points with the abovementioned category in terms of shaping the international communication field and reflecting
the perspectives of the related states. International broadcasting, which began in the first
half of the 20th century with shortwave radio, continued with satellite television since the
mid-1980s. As internet was slowly appearing as a dominant actor in mass communication
environment in the 1990s, a new channel was opened for international broadcasting. In the
21st century, social media as a part of internet transformed the communication environment
with the opportunities and potentials it offers and international broadcasting was affected in
terms of meaning, scope and function. At the beginning, international broadcasting has been
identified with propaganda due to the socio-political atmosphere of the period in which it
came to life. However, in time, as international broadcasting became less dependent to states,
it started being regarded as an instrument of public diplomacy and a tool overlapping more
with the traditional journalistic ideals/principles such as objectivity, versatility, balance and
accuracy. Together with the propaganda function which was initially regarded as the basic
function of international broadcasting, public diplomacy and the ideal of objectivity have also
started to be perceived as the other functions of it. Public diplomacy and the ideal of objectivity,
contrary to propaganda function amount to both a chance to choose and realm of necessity. In
particular, it can be said that the social media, which includes users as the content producer
and publisher, imposes a transformative motivation in this sense. From this perspective;
based on the literature review in this study, international broadcasting will be discussed
within the framework of the functions, values, codes and practices inherent in this activity.
Moreover, the common points between international broadcasting and public diplomacy
will be considered as well as addressing the possible changes of international broadcasting
in an era characterized by new communication technologies. In this context, the functions of
international broadcasting can be explained an analogy by three swings on a pendulum with
propaganda at one end, public diplomacy in the middle and an ideal of objectivity at the other.
That the pendulum can swing between the above-mentioned functions in transitivity can be
considered as the most important thing to understand pendulum’s motions.
Internatonial Broadcasting Propaganda Public Diplomacy Objectivity Transitivity
Devletler tarafından örtük veya açık biçimlerde desteklenen bir yayın faaliyeti olan
uluslararası yayıncılık, uluslararası iletişimin şekillenmesinde önemli bir tarihsel pratiğe
işaret etmektedir. Bu yayıncılık türü, tecimsel uluslararası medya kategorisinden öncelikli
hedef kitlesi ve sahiplik gibi açılardan farklılaşmakla birlikte uluslararası iletişim alanının
şekillendirilmesi ve ilgili devletlerin bakış açılarını yansıtma gibi noktalarda kimi zaman
örtüşmektedir. 20. yüzyılın ilk yarısında kısa dalga radyo üzerinden başlayan uluslararası
yayıncılık, 1980’lerin ortalarından itibaren uydu televizyonu ile devam etmiştir. 1990’lı
yıllarda internetin aşama aşama belirleyici bir aktör olarak kitle iletişimi ortamına dahil
olmasıyla birlikte uluslararası yayıncılık için yeni bir mecra daha açılmıştır. 21. yüzyıla
gelindiğinde ise internetle birlikte, sunduğu imkân ve potansiyeller ile iletişim ortamını
dönüştüren sosyal medya, uluslararası yayıncılığın anlam, kapsam ve işlev dünyasını
da önemli ölçüde etkilemiştir. Başlangıçta, içinde hayat bulduğu dönemin sosyo-politik
atmosferinin de etkisiyle propagandayla özdeşleşen uluslararası yayıncılık, zaman içinde
iletişim ortamının çeşitlenmesi ve giderek merkezkaç özellik kazanmasıyla birlikte
hem kamu diplomasisi enstrümanı olarak işlevselleşme hem de nesnellik, çok yönlülük,
dengelilik, doğruluk gibi geleneksel gazetecilik idealleri/ilkeleriyle daha fazla örtüşme
yönünde bir opsiyonla karşı karşıya kalmıştır. İlk dönemlerdekinden farklılaşan bu
işlevsellikler, hem bir tercih alanına işaret etmekte hem de yer yer bir zorunluluk olarak
kendini dayatmaktadır. Özellikle, kullanıcıları içerik üreticisi ve yayımcısı olarak iletişim
ortamına dahil eden sosyal medyanın bu anlamda dönüştürücü bir motivasyonu dayattığı
da söylenebilir. Bu perspektiften hareketle; söz konusu çalışmada literatür taramasına
dayalı olarak uluslararası yayıncılık, bu yayıncılık faaliyetine içkin işlevler, değerler, kodlar
ve pratikler örgüsü çerçevesinde tartışmaya açılmaktadır. Ayrıca, uluslararası yayıncılığın
kamu diplomasisi olgusuyla kesişim noktaları ele alınmakta ve yeni iletişim teknolojilerinin
karakterize ettiği bir dönemde uluslararası yayıncılığın önündeki değişim alanları
irdelenmektedir. Bu bağlamda uluslararası yayıncılığın işlev ve kodları, bir analojiyle
bir ucunda propaganda, ortasında kamu diplomasisi ve diğer ucunda nesnellik idealinin
olduğu bir sarkaç hareketiyle açıklanabilir. Bu sarkacın hareketlerine rengini veren temel
dinamiklerden biri ise söz konusu işlevler arasında geçişkenliklerin yaşanabilmesidir.
Uluslararası Yayıncılık Propaganda Kamu Diplomasisi Nesnellik Geçişkenlik Geçişkenlik
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Ocak 2019 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ekim 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 Sayı: 1 |