This study focuses on the relationship between media and reality, focuses on the
transformation of the relationship between media and reality with the digitalization that
has become widespread after the traditional media. While the unilateral hierarchical
formation of communication in traditional media creates optimistic (liberal approaches),
pessimistic (Marxist approaches) and negotiative (cultural studies) approaches in
defining the effect of media on society, culture and social structures, the rise of the user as
content producer with the digital age complicates the social presence of the media, in the
digital age the object is reduced to both subject. Along with digitalization, a global mass
culture has emerged, the field of digital media has gone beyond being just an ideological
device, it has infiltrated into social communication, has created a cyber s panopticon
dijital and has expanded the scope of capitalist accumulation by transforming the user
into an object at the point of creating new accumulation. In this respect, the user, who has
been in contact with the media in the digital global age, has been transformed into both
the actor and the object of communication, and has undergone a process of bio-political
subjectivity by going beyond the manipulation function of traditional media. For now,
global communication has created global flows, which are not outside, by interlocking
work and leisure, private and public space. Digitalization has included the user in the
production of content, the information boom created by everyone’s ability to produce
content drowned the sound of reality.
Bu çalışma medya ve gerçeklik ilişkisine odaklanmakta, geleneksel medya sonrası
yaygınlaşan dijitalleşmeyle beraber medya ve gerçeklik ilişkisinin dönüşümünü ele
almaktadır. Geleneksel medyada iletişimin tek yönlü hiyerarşik olarak meydana gelmesi,
medyanın toplum, kültür ve toplumsal yapılar üzerindeki etkisini tanımlamada iyimser
(liberal), kötümser (Marksist), müzakereci (kültürel çalışmalar) yaklaşımları meydana
getirirken, dijital çağla beraber içerik üreticisi olarak kullanıcının yükselişi medyanın
toplumsal varlığını karmaşıklaştırmış, dijital çağda kullanıcı hem üretimin nesnesine hem
öznesine indirgenmiştir. Dijitalleşmeyle beraber küresel bir kitle kültürü belirmiş, dijital
medya alanı sadece ideolojik bir aygıt olmanın ötesine geçmiş, toplumsal iletişimin içine
sızarak hem siber “panoptikon”u yaratmış, hem de yeni birikim oluşturma noktasında
kullanıcıyı nesneye dönüştürerek kapitalist birikimin kapsamını genişletmiştir. Bu
bakımdan dijital küresel çağda medya ile ilişkiye geçen kullanıcı iletişimin hem aktörü
hem de nesnesine dönüşmüş, geleneksel medyanın manipülasyon işlevinin ötesine
geçerek bizzat biyo-politik özneleşme sürecine tabi tutulmuştur. Çünkü artık küresel
iletişim, iş ve boş zamanı, özel ve kamusal alanı iç içe geçirerek dışarının olmadığı küresel
akışları yaratmıştır. Dijitalleşme kullanıcıyı da içerik üretimine dâhil etmiş, herkesin içerik
üretimi yapabilmesinin yarattığı enformasyon patlaması, gerçekliğin sesini boğmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Ocak 2020 |
Gönderilme Tarihi | 25 Nisan 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 7 Sayı: 1 |