Doksanlı yılların ‘bilgi otoyolları’ (information superhighways) 21. Yüzyılın ‘bilgi toplumunu’ (information society) oluşturdu. Teknolojik ve toplumsal gelişmeler on yıllar içerisinde gerçekleşmekte ve hayatın hemen her alanında yaşanan gelişmelere tanık olunmaktadır. Bu süreç içerisinde başta kentler olmak üzere insan topluluklarının yaşadığı alanlar olarak mekanlar artan oranlarda dönüşüme uğramakta ve bu mekanlardan en üst düzeyde yarar sağlanabilecek arayışlar içerisine girilmektedir. Kuşkusuz ‘sayısal devrim’ (digital revolution) sayesinde yaşanan pek çok olgu burada öncü rolü oynuyor ve her alanda bir ‘yakınsama’ (convergence) söz konusu olmaktadır. Bilimsel, ekonomik, toplumsal ve sanatsal alanda disiplinler arası etkileşim ağırlığını hissettirmekte ve yapılan tüm çalışmalarda artık söz konusu alanlar başta olmak üzere hayatın hemen her alanında gelenekseli de içerisinde barındıran yenilikçi ve ortaklaşa kotarılan çalışmaların oluşturduğu bir anlayış etkin olmaktadır. Yaşanan bu gelişmelerin izlerini kentin farklı yerlerinde farklı formlarda görmekteyiz. Bu araştırmada, kentleşme, kent kültürü ve bunun sonucunda oluşan bu kent formlarının (meydan, bedesten, pasaj, AVM, vb.) sanatla olan birlikteliğinin önemine işaret edilmektedir. Kent formları dönemin görsel kültür ve kimliğini içerisinde barındıran çok zengin bir donanıma sahip yaşam alanlarıdır. Sanat ve sanatçının gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Bu araştırmada konu resim, heykel, fotoğraf ve sinema gibi farklı sanat dalları açısından ele alınmış, sözü edilen bağlamda işler üreten, farklı yöntem ve teknikleri bir arada kullanan sanatçıların eserlerinden örnekler verilmiştir. Ele alınan konunun aydınlatılması ve zenginliği açısından sosyologların, sanat tarihçilerinin ve kent araştırmacılarının görüşlerine de yer verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Meydan, Bedesten, Agora, pasaj, AVM, kent, Görsel Sanatlar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | DERLEME |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 4 |