Devletçi ekonomi yapısının aksine bireysel olarak yatırım ve tasarrufun yaygınlaşması, ilgili toplumun refah seviyesiyle yakından ilgilidir. Belli refah seviyesine erişen ülkelerde bireyler artık devletin sağladığı imkânlardan bağımsız olarak bugün elde ettikleri kazanç ile geleceklerine yatırım yapma eğilimi gösterirler.
Türkiye’de 2003 yılında başlayan bireysel emeklilik sistemine adım atma girişimleri toplumun büyük kesiminin henüz belli bir ekonomik seviyeye erişememiş olması sebebiyle umulduğu şekilde sonuçlanmamıştır. Henüz belli bir ekonomik seviyeye ulaşamamış bireyler elde ettikleri kazanç ile geleceğe yatırım yapmak bir yana günü kurtarma telaşında olduklarından kazançlarının bir kısmını bireysel emeklilik sistemine yatırmakta çekimser kaldılar. Bireysel emeklilik ile bireylerin geleceklerine yatırım yapma konusundaki bu tercihi dolayısıyla kanun koyucu sisteme otomatik katılımı öngören bir düzenleme yapmıştır. Ancak bu düzenleme taraflar arasında bir sözleşme ilişkisinin taraf iradesi olmaksızın kurulmasına yol açtığından, sözleşme özgürlüğü bağlamında değerlendirilmesi gereken bir konudur.
Çalışmamızda bireysel emeklilik sistemine otomatik katılımı öngören kanun değişikliği ile bu değişiklik sonrasında öğretide tartışılan hususlar ele alınacaktır.
Bireysel Emeklilik Otomatik Katılımlı Bireysel Emeklilik Sözleşme Özgürlüğü
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 2 Sayı: 1 |