Giriş: Eritrosit dağılım genişliği (RDW), sistemik inflamasyon varlığında ve tromboembolik durumu değerlendirmede kullanılabilen bir belirteçtir. Bu çalışmada, Coronavirus hastalığı 2019'da (COVID-19) advers olaylarla ilişkili olduğu bilinen D-dimer düzeyi ile RDW arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçladık. Yöntemler: Bu çalışmaya yaş ve cinsiyet açısından uyumlu 122 COVID-19'lu hasta ve 62 sağlıklı birey dahil edildi. Hastalar D-dimer düzeylerinin değerlendirilmesine göre iki gruba ayrıldı. Birinci grup D-dimer düzeyi daha yüksek olan 45 hastayı, ikinci grup ise normal D-dimer düzeyi olan 77 hastayı içeriyordu. Bulgular: D-dimer düzeyi yüksek olan Covid-19 hastalarındaki RDW değerleri, D-dimer düzeyi normal olan Covid-19 hastaları ve kontrol grubuna göre daha yüksek bulundu. Bu sonuçlar istatistiksel olarak anlamlıydı (sırasıyla P=0,006 ve P=0,013). COVID-19 hastaları arasında RDW ile D-dimer düzeyi arasında pozitif bir korelasyon gözlendi (r=0.270, P=0.003). Çok değişkenli lojistik regresyon analizlerinde yüksek D-dimer ile ilişkili çeşitli değişkenler arasında RDW’nin, D-dimerin yüksek olduğu Covid-19 hastalarında bağımsız bir belirteç olduğu saptandı (%95 CI: CI: CI:0.322-0.979, P=0.042). Sonuç: Sonuçlar, COVID-19 hastalığı olan hastalarda yüksek RDW değerlerinin D-dimer gibi hastaların klinik takibinde bir belirteç olarak kullanılabileceğini göstermiştir
Yok
yok
Introduction: Red cell distribution width (RDW) is a marker that can be used in the presence of systemic inflammation and evaluating thromboembolic condition.We aimed to evaluate the relationship between RDW and the level of D-dimer known as related to adverse events in Coronavirus disease 2019 (COVID-19) in this study. Methods: One hundred twenty two patients with COVID-19 and 62 healthy individuals with age and sex-matched were enrolled in the present study. The patients were divided into two groups based on evaluating their D-dimer level. The first group contained 45 patients with higher D-dimer level whereas the second group contained 77 patients with normal D-dimer level. Results: RDWvalues were found to be higher in patients with COVID-19 and higher D-dimer level than patients with normal D-dimer level and control group. These results were found to be statistically significant (P=0.006 and P=0.013, respectively). Among patients with COVID-19, a positive correlation was observed between RDW and D-dimer level (r=0.270, P=0.003). Among the various variables associated with higher D-dimer in multivariate logistic regression analyses, RDW detected an independent predictor of higher D-dimer in COVID-19 patients (95% CI: CI:0.322-0.979, P=0.042). Conclusion: The results indicated that high RDW values in patients with COVID-19 disease could be used as a marker in clinical follow-up of patients as D-dimer.
yok
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Proje Numarası | yok |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 3 Sayı: 2 |