İslam kültür ve düşünce tarihinde yetişmiş,
hicrî dördüncü asırdan itibaren gelişen fikir hayatında önemli bir rol oynamış
kişilerin başında hiç şüphesiz Eş’arî gelmektedir. Eş’arî ve onun öncülüğünde teşekkül eden Eş’arîlik
ekolüne yönelik, gerek İslam âlimleri, gerek Batılı bilginler tarafından
birçok eleştiri yapılmıştır. Müslüman toplumlarda güçlü bir cebriye (pre-determinizm)
anlayışının yaygınlaşmasında Eş’arî kelâm okulunun bü- yük katkısının olduğu iddia edilmiştir. Biz bu makalemizde Eş’arî’nin irade konusundaki görüşlerini ve yorumladığı
ayetleri incelerken, çoğunlukla Kur’an ayetlerini hangi bağ- lamda ele aldığına
dikkat çekeceğiz. Eş’arî, insanın fiil sahibi bir varlık olduğunu kabul etmekle
birlikte, bu fiillerde insanın rolünün ne olduğu konusunda net bir tavır ortaya
koyamamıştır. Zira o, Mûtezile’ye karşı olan aşırı tepkisinin bir sonucu, insanın
fiillerin- deki özgürlüğünü kısıtlayan, bir noktada eylem yapma gücünü elinden
alan açıklamalar- da bulunmuştur.
RAl-Ashari was undoubtedly one
of the leading scholars who played an impor- tant role in the growth of Islamic
culture and thought in the early 4th century hegira. A lot of criticism has been directed against
al-Ashari himself and the Ashari school by Islamic as well as Western scholars. It has been claimed that the Ash’ari teology school contributed
greatly to the spread of a strong pre-determinist perception of fate (al-Cab-
riyya) among Muslim societies. In this article,
while examining al-Ashari’s opinions about will
and his comments of Quranic verses, we usually look at the context from which
his comments were made. While al-Ashari has agreed that human action has an
existence, he could not take up a clear position about human’s role in his action. As a consequence of his overreaction
against Mutazila, he made statements which amounted to restricting human’s freedom of action and stripped
human of his power to choose his actions.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Aralık 2015 |
Gönderilme Tarihi | 5 Eylül 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 31 |