20. yüzyılın sonlarına doğru modern pozitivist paradigmanın etkisini kaybederek yorumsamacı (hermenötik) paradigmanın ön plana çıkmasıyla birlikte modernizmin yapıtaşlarından birisi olan sekülerleşme tezi kapsamında dinin ve kutsalın toplumsal hayat içindeki konumu yeniden sorgulanmaya başlamıştır. Bu sorgulamaların odak noktası modern dönemde dinin kamusal alandaki işlevinin nasıl değiştiği ve sekülerleşme tezinin nasıl işlevsel hale geldiği olmuştur. Ancak, 20. yüzyılda yorumsamacı paradigmanın ortaya çıkarttığı postmodern eleştiriler sekülerleşme tezinin temel argümanı olan dinin ve kutsalın modern toplum içinde ortadan kaybolacağı hipotezini tam tersine çevirmiştir. Modernizm düşüncesi, yaşamı kutsal alan ile seküler alan olarak birbirinden ayıran, kutsalı ahlaki değerlerin ve ibadet şekillerinin biçimlendirdiği bir alan seküleri ise siyaset, ekonomi, bilim, eğitim vb. yapıları içine alan kamusal bir alan olarak nitelendirmiştir. Modernizmin bu köktenci ve yapısal ayrımının bir sonucu olarak ortaya çıkan kutsal-seküler ile dini-dindışı arasındaki ayrım postmodernizm çoğulculuğu ve farklılaşmayı ön plana çıkartan yaklaşımıyla birlikte yeniden sorgulanmıştır. Günümüzde postmodern kutsal veya seküler kutsal olarak nitelendirilen, küreselleşmenin yarattığı tüketim kültürünün bir sonucu “popüler kültür spiritüelliği” olarak farklı form ve yapılarda ortaya çıkan kutsallıkların varlığını devam ettirmesi, kutsalın modernizmden postmodernizme kadar geçirdiği dönüşümün anlamlandırılmasında önemli olmuştur. Buna paralel olarak, ilk çağlarda dinsel ve kutsala dair anlatılar olarak kabul edilen mitler modern dönemde her ne kadar gerçeküstü anlatılar olarak nitelendirilmiş olsa da postmodern dünyada seküler kutsallığın ortaya çıkışında yeniden görünürlük kazanmıştır. Bu kapsamda, yapılan çalışmada modernizm ve postmodernizm düşüncelerinin temel argümanları etrafında modernleşme, sekülerleşme ve postmodernleşme süreçlerinde mitsel düşüncenin ve kutsalın geçirdiği dönüşüm ele alınarak çağdaş toplumlardaki postmodern ve seküler kutsallıkların ortaya çıkışında mitsel düşüncenin ve mitolojik ögelerin etkisi tartışılmıştır.
Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde etik ilkelere uyulmuştur.
Towards the end of the 20th century, the modern positivist paradigm lost its influence, and with the hermeneutics paradigm coming to the forefront, the position of religion and the sacred in social life began to be questioned again within the scope of the secularization thesis, which is one of the building blocks of modernism. The focus of these inquiries has been on how the function of religion in the public sphere has changed in the modern period and how the secularization thesis has become functional. However, in the 20th century, the postmodern critiques of the hermeneutics paradigm have reversed the hypothesis that religion and the sacred will disappear in modern society, which is the main argument of the secularization thesis. The idea of modernism defined life as a public sphere that distinguishes between the sacred and the secular sphere, ansd that the moral values and forms of worship shape the sacred, while the secular is a public space that includes politics, economy, science, education, etc. The distinction between the sacred-secular and the religious-irreligious, which emerged because of this radical and structural separation of modernism, was questioned again with its post-modernism approach that emphasizes pluralism and differentiation. The continuation of the existence of sacredness that is defined as post-modern sacred or secular sacred today, which emerge in different forms and structures because of the consumer culture created by globalization as “popular culture spirituality”, has been crucial in making sense of the transformation of the sacred from modernism to post-modernism In parallel, myths, which were accepted as religious and sacred narratives in the early ages, have reappeared in the emergence of secular holiness in the postmodern world, although they have been characterized as surreal narratives in the modern period. In this context, in this study, the transformation of mythical thought and the sacred in the processes of modernization, secularization and postmodernization around the basic arguments of modernism and post-modernism ideas is discussed and the effect of mythological view and mythological elements in the emergence of post-modern and secular sacredness in contemporary societies is examined.
Sociology Sacred Secular Secular Sacredness Post-Modernism Mythology
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji, Din Sosyolojisi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 30 Mayıs 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 51 |