In the first century after the Hijra, Qur'anic exegesis was generally centered around the explanation of unclear (gharib) words and grammatical analyses. However, starting from the 5th century, a process of formalization in interpretations began. The commentaries produced by the Sufis, who focused on the esoteric/symbolic meanings (bātinī/ishārī) of the verses, reached a significant volume and over the following centuries evolved into a distinct school of tafsīr, securing its place in the literature. In these commentaries, generally categorized as ishārī tafsīrs (exegesis), the mufassir (exegete) believes that the concrete objects, events, or phenomena mentioned in the verses point to certain profound spiritual meanings in the metaphysical realms. According to this approach, which views the human being as a small yet important reflection of the cosmos, natural events and phenomena such as mountains, seas, and winds symbolize human emotions and inner conflicts. This study focuses on how this Sufi approach is reflected in ishārī tafsīrs specifically regarding natural events, and examines what kind of contribution it offers to Qur'anic interpretation. It is clear that bringing together and analyzing all the interpretations of nature from every exegetical work, categorized as ishārī in a single article is not feasible. Therefore, this study focuses on the most natural phenomena and selects and analyzes some of the most notable interpretations from the most respected regarded classics of the ishārī tafsīr tradition. It should be emphasized that an mufassir involved in ishārī tafsīrs often bases their symbolic interpretation of a verse on personal and subjective considerations drawn from sources recognized as valid within the discipline of Sufism, such as kashf (spiritual unveiling), inspiration, intuition, or dreams. Mufassir shares his interpretations, which he believes are related to the apparent meaning of the verse, in the form of personal opinions. In this regard, the criteria for assessing how closely the mufassir’s interpretation adheres to the framework of the Qur'an and Sunnah have been established by scholars of tafsīr. In this study, the criteria established by tafsīr scholars are used as the basis for evaluating whether the ishārī interpretations generally conflict with the broader message of the verse. The introduction to the study provides, a general overview of the academic research conducted on ishārī exegesis in Turkey is presented. The considerable number of works found indicates that, although the interpretations found in ishārī tafsīrs, although not always scientific, they are still taken seriously by a significant group of people, which underlines their importance. The frequent mention of natural elements and phenomena such as oceans, mountains, and winds in the Qur’an has attached the attention of ishārī mufassirs, and led to interesting and very different interpretations. The intriguing nature of these interpretations underscores the importance of this study. It concludes that the interpretations of natural phenomena and events found in ishārī tafsīrs make a significant contribution to unveiling the semantic richness of the Qur'an. Furthermore, it is observed that the stages of development within the Sufi tradition throughout history have influenced the meaning that ishārī mufassirs have attributed to the verses.
Nüzûlü takip eden hicri ilk yüzyılda tefsir faaliyeti genel anlamda garîb kelimelerin izah edilmesi ve gramer tahlilleri çerçevesinde iken hicri 5. yüzyıldan itibaren yapılan yorumlarda bir ekolleşme sürecine girdiği görülmüştür. Âyetlerin batınî/işârî anlamlarına odaklanan tasavvuf ehlinin ortaya koyduğu tefsirler önemli bir yekûna ulaşmış ve ilerleyen asırlarda müstakil bir tefsir ekolüne dönüşerek literatürde yerini almıştır. Genel olarak işârî tefsir şeklinde kategorize edilen bu tefsirlerde müfessir, âyetlerde bahsedilen somut nesneler yahut olay ve olguların manevi âlemlerde bir takım derûnî manalara delalet ettiğini düşünür. İnsanı âlemin küçük fakat önemli bir nüshası olarak gören bu yaklaşıma göre âyetlerde zikredilen dağlar, denizler, rüzgârlar vb. tabiata ait olay ve olgular insanın iç dünyasındaki duygu ve çatışmalara birer semboldür. Bu çalışmada işbu tasavvufî yaklaşımın tabiat olayları özelinde işârî tefsirde nasıl karşılık bulduğuna ve Kur’an yorumuna hangi açıdan katkı sunduğuna odaklanılmıştır. İşârî manada kategorize edilen tüm tefsirlerdeki bütün tabiat yorumlarını böyle bir makalede bir araya getirerek değerlendirmede bulunmanın mümkün olmadığı açıktır. Bu bakımdan bu çalışmada tabiat denildiğinde ilk akla gelen olaylar üzerinde durulmuş, işârî tefsir ekolünün en çok rağbet gören klasikleri üzerinden en dikkat çekici yorumlar seçilerek irdelenmiştir. Şunun özellikle altını çizmek gerekir ki işârî tefsir faaliyetinde bulunan bir müfessirin âyete işârî bir anlam verirken tasavvuf disiplini açısından bilgi kaynağı olarak kabul edilen keşf/ilham/sezgi/rüya vb. kaynaklara dair şahsi ve indi mülahazalarını temel alır. Kendi dünyasında âyetin zâhiri ile alakalı olduğunu düşündüğü ikincil manaları kanaat suretinde paylaşır. Burada müfessirin yorumunun ne derecede Kur’an ve sünnet çerçevesinde kaldığını ortaya koyacak kriterler tefsir alimleri tarafından belirlenmiştir. Bu çalışmada tenkit ölçütü olarak bu kriterler esas alınarak çoğunlukla yapılan işâri yorumun âyetin genel mesajına muhalif bir durumda olup olmadığı üzerinde durulmuştur. Çalışmanın giriş kısmında işârî tefsirler hakkında Türkiye’de yapılmış akademik çalışmaların genel bir taraması yapılmıştır. Ulaştığımız çalışmaların sayıca çokluğu işârî tefsirlerde yapılan yorumların her ne kadar bilimsel olmasa da önemli bir kesim tarafından ciddiye alındığını göstermesi bakımından önemlidir. Kur’ân’da denizler, dağlar, rüzgârlar gibi tabiata ait unsur ve olaylara sıklıkla yer verilmesi işârî tefsir kaleme alan müfessirlerin dikkatini çekmiş ve bunlar hakkında birbirinden çok farklı şekillerde ilginç yorumlar yapılmıştır. Yapılan yorumların ilgi ve dikkat çekici olması bu çalışmanın önemini ortaya koymaktadır. Çalışmada işârî tefsirlerde tabiata ait unsur ve olaylar özelinde yapılmış olan yorumların Kur’ân’ın anlamsal zenginliğinin ortaya çıkmasına büyük bir katkı sunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca tasavvuf ekolünün tarihsel süreçte kendi içerisinde geçirdiği evrelerin işârî tefsir sahibi müfessirlerin âyetlere vermiş oldukları anlamlara etki ettiği görülmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 19 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 26 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 54 |