Sümer geleneği ile başlayan Akad, Asur ve Babil ile devam eden eski Mezopotamya toplumları için ölüm ve ölüm sonrasındaki tekrar varoluş, diğer tüm kültürlerde olduğu gibi oldukça karmaşık ve belirsiz bir konudur. Günümüze ulaşan yazılı belgelerden anlaşıldığı kadarıyla yeraltında bir diyarın olduğuna inanan eski Mezopotamyalılar bu âlemi yeryüzündeki varoluşun karanlık bir gölgesi olarak tasvir etmişlerdir. Eski Mezopotamya toplumlarının öteki dünya algısını, bu âlemi yöneten tanrıça bağlamında anlamak için bu çalışma kapsamında öncelikle Mezopotamyalıların evren hakkındaki görüşleri bilinmelidir. Yeraltı tanrıçasının bu diyara nasıl gönderildiği ve eski Mezopotamya insanının zihninde oluşturduğu kozmosta bu tanrıçanın bakış açısını belgelerle kanıtlamak konuya açıklık getirmek açısından önemlidir. Yeraltı dünyasının tanrıçası Ereškigal’in en çok bahsedildiği mitolojik hikâyeler arasında Sümerce “İnanna’nın Ölüler Diyarı’na İnişi” Akadca versiyonu “İştar Ölüler Diyarına İniyor” ve Babil dönemine ait “Nergal ve Ereškigal” mitleri yer almaktadır. Evrenin işleyişinde bir döngünün sonu ve yeni bir başlangıç olarak algılanan ölüm kavramı ve ölüler diyarının tanrıçası Ereškigal'in güç ve otoritesinin sınırları en keskin olarak bu iki mitolojik hikâyeye yansımıştır. Bu metinlerden anlaşıldığı kadarıyla ilahları öldürme yetisi olan ancak dünyevi zevklerden mahrum bırakılmış olan bu tanrıça hikâyelerin sonunda kozmosta önemli bir yer teşkil etmektedir. Yaşam ve ölüm karşıtlığı içerisinde ölümden sonra gidildiği düşünülen başka bir dünyanın ne anlama geldiği yeraltı tanrıçasının bahsedildiği mitlere yansımıştır. Bu çalışmanın amacı, eski Mezopotamyalıların evren algısı içerisinde yeraltı dünyasına yükledikleri anlamı, kozmostaki denge unsurunu, tanrıça Ereškigal ve yönettiği âlem bağlamında iki mit ışığında analiz etmektir.
For ancient Mesopotamian societies as with all other cultures, the subject of death and reincarnation after death is complex and ambiguous. Beginning with the Sumerian tradition and continuing with Akkadian, Assyrian and Babylonian, the surviving written documents of ancient Mesopotamia depict a realm under the earth as a dark shadow of existence on earth. In order to comprehend the perception of the afterlife in ancient Mesopotamian societies within the context of the goddess who presided over this realm, it is essential to first acquaint oneself with the Mesopotamians' views on the universe. This study aims to document the goddess's descent to the underworld and to substantiate her the perspective in the cosmos as envisioned by the ancient Mesopotamian people, thereby elucidating the issue at hand. The most frequently mentioned mythological stories in which Ereškigal, the goddess of the underworld, is featured are the Sumerian “Inanna's Descent into the Land of the Dead”, the Akkadian version of “Ishtar Descends into the Land of the Dead” and the Babylonian myths of “Nergal and Ereškigal”. The analysis of these texts reveals that the goddess, endowed with power to destroy deities yet lacking in worldly pleasures, occupies a pivotal role in the cosmic order.Within the dichotomy of life and death, the myths featuring the goddess of the underworld offer insights into the concept of an afterlife. The present study aims to analyse the meaning attributed to the underworld by ancient Mesopotamians in the context of the universe and the perception of balance within it. This analysis will be informed by two myths concerning the goddess Ereškigal and the world she rules.
History Ancient Mesopotamian Religion Perception of Death Goddess Ereşkigal
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dinler Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2025 |
Gönderilme Tarihi | 13 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 1 Mart 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 56 |