İslâm dini açısından
kişinin canı, malı, ırzı, maddî ve manevî değerleri koruma altındadır. Bunlara
zarar vermek yasaklandığı gibi, herhangi bir zarar durumunda ise en güzel
şekilde telafisi sağlanır. Günümüz hukukunda zarar, maddî zarar ve manevî zarar
şeklinde ikiye ayrılmakta ve tazmine konu olması bakımından da bu taksim
gözetilmektedir. Klasik İslâm hukuku eserlerinde böyle bir isimlendirmeye
rastlanmasa da, konular incelendiğinde bu türlü bir taksimin İslâm hukuku
açısından da mümkün olabileceği görülmektedir. Maddî zararın tespiti ve tazmini
daha rahatken manevî zararların gerek tespitinde gerekse tazmininde sorunlar
yaşanmaktadır. Manevî zararın tabiatı itibariyle tespit ve tazminindeki
zorluklar içtihat farklılıklarının oluşmasına sebep olmuştur. Araştırmamızda
manevî zararların malî olarak tazmin edilip edilmeyeceği ile ilgili görüşlere
değinerek bir sonuç elde edeceğiz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2016 |
Gönderilme Tarihi | 18 Ekim 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 3 Sayı: 5 |
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ESOGUIFD) Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.