The role, significance and influence of the ḥadīths within the realm of religion have required the state of being deliberate and even sensitive regarding if the narratives belong to the Prophet. Along with this state of being sensitive, during the first year of the hijrī, the social and political developments in the Islamic community caused the appearance of a sensitive approach towards the authenticity of the narrated information. The terms of ḥadīth have mainly appeared as reflections of an actual situation, which is also the case for the science of ḥadīth progressing in need of both individual and social requirements. Along with this development, it appears that related to the Ḥadīth narrations, two general phrases such as authentic and not authentic are used. Even though the term of authentic frequently takes part within the realm of the Ḥadīth, it is required to specify whether or not the phrase of not authentic which has no standard definition, by being in accordance with the definition of authentic, remains restricted to the Ḥadīth narrations which do not carry the conditions of authenticity. Besides, it needs ascertaining whether the scope of not authentic usage is towards sanad, text or both. When the usages of not authentic of the scholars of ahl al-ḥadīth and ahl al-ra’y, who apply various methodologies regarding the authenticity, are examined; the framework and influence of variety in methodologies upon the authenticity of ḥadīth narrations will be regarded more clearly. For that reason, what the phrase of not authentic means will be explicit after ascertaining the methodology and scope which are used to show the narrations are not authentic, which is also the case for the conditions and methodologies developed for the phrase of authentic regarding the authenticity of the narrations.
Hadîslerin din alanındaki yeri, önemi ve etkisi rivâyetlerin Hz. Peygamber’e aidiyeti hususunda temkinli hatta hassas olmayı gerekli kılmıştır. Bu duyarlılık yanında hicrî birinci yüzyıl İslâm toplumunun sosyal ve siyasal alanında meydana gelen gelişmeleri, nakledilen bilgilerin sıhhatine karşı duyarlı bir anlayışın gelişmesine yol açmıştır.
Müslüman toplumunda ortaya çıkan gelişme ve ihtiyaca binaen hadîs rivâyetinin artması, hadîs ilminin ilerlemesini sağladığı gibi hadîs usûlü ilmi de bu gelişmelere bağlı olarak ıstılahlarını oluşturmuştur. Bu gelişmeyle birlikte başlangıçta hadîslerle ilgili sahîh ve sahîh değil diye iki genel ifadenin kullanıldığı görülmektedir. Sahîh teriminin hadîs alanında sıkça yer almasına karşın belli bir tanımı yapılmayan sahîh değil ifadesinin, sahîh tanımına bağlı kalarak sahîh şartlarını taşımayan hadîsler ile sınırlı kalıp kalmadığının tespiti gerekmektedir. Ayrıca sahîh değil kullanım genişliğinin senede mi metne mi her ikisine mi yönelik olduğunun belirlenmesine ihtiyaç vardır. Sıhhate dair farklı metotlar uygulayan Ehl-i hadîs ve Ehl-i rey âlimlerinin sahîh değil kullanımlarını örnekler üzerinden tespit etmek konunun daha net anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Bu yüzden rivâyetlerin sıhhatine dair sahîh terimi için geliştirilen şart ve yöntemler gibi sahîh olmadığına dair kullanılan metot ve kapsamın tespitiyle sahîh değil ifadelerinden muradın ne olduğu anlaşılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2020 |
Gönderilme Tarihi | 8 Aralık 2019 |
Kabul Tarihi | 16 Şubat 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 7 Sayı: 12 |
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ESOGUIFD) Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.