Yaklaşık yedi yüz yıl süren Klasik Türk edebiyatı içerisinde manzum ve mensur olarak birçok eser kaleme alınmıştır. Sanatçıların vermiş olduğu bu eserler Türk halkının edebî beğenisini yansıtabilmeyi başarmıştır. Ancak bunlardan manzum olanlar mensur olanlara nazaran daha fazla ilgi görmüştür. Dolayısıyla mensur eserlere yeteri kadar ihtimam gösterilmemiştir. Son zamanlarda yapılan çalışmalarla mensur eserler bir kısmı ilim âlemine tanıtılırken bir kısmı da hâlâ yazma eser kütüphanelerinde gün yüzüne çıkarılmayı beklemektedir. Özellikle mensur olarak kaleme alınan bazı hikâyeler halk arasında kazandıkları beğeniler ve üslupları bakımından manzum hikâyelerden aşağı kalmayacak bir öneme sahiptirler.
15. yüzyılda Ali bin Nakib Hamza tarafından kaleme alınan “Tuhfetü’l- Letâif” klasik Türk edebiyatının edebî faaliyetleri arasında önemli bir yere sahip olan mensur hikâyelere bir örnektir. Tek nüsha olduğu tespit edilen “Tuhfetü’l Letâif” Kanada’nın Toronto şehrinde Aga Khan Museum yazma eserler bölümünde “Demirbaş No: -AKM00280” numarası ile kayıtlıdır. Müellif nüshası olmadığı tespit edilen eser, 1593-94’te III. Murad (1574-1595) için kopyalanmış ve resimlendirilmiştir. Özgün metnin
yanında hat sanatının ve minyatür çizimlerin kalitesi, elyazmasını hem Osmanlı minyatür tarihi hem de Türk edebiyat tarihi için önemli bir eser hâline getirmektedir.
Bu çalışmada, öncelikle klasik Türk edebiyatında mensur hikâye geleneğine değinilecek ardından gelenek içerisinde kaleme alınmış olan “Tuhfetü’l-Letâif” ve onun müellifi Ali Bin Nâkîb Hamza hakkında bilgi verilecektir.
Ali Bin Nâkîb Hamza Tuhfetü’l Letâif klasik edebiyat mensur hikâye XV. Yüzyıl
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 5 Sayı: 1 |