The thought of Sufism had a decisive influence on the shaping of the world of meaning and aesthetic understanding of classical poetry. In the Sufi tradition, it is possible to say that the interpretation of tawhid, which is expressed with the motto "There is no existence but Allah", is also largely reflected in classical poetry. The manifestation of this understanding of tawhid in poetry has been through various metaphors and symbols. In particular, the use of simile and metaphor has given a simpler and more concrete form to the intricate and abstract issues of Sufism. It can be thought that the desire to make the subjects in question more understandable played a role in this tendency. It is seen that the metaphor of ahvel (squint) encountered in classical poetry is an element used to reject dualism and to prove unity. Ferîdüddin Attâr and Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî exhibited the delusion of the dualist understanding on the figure of "a double-eyed squint (ahvel) apprentice" through a representation in a story. The concept of ahvel in the two stories in question has turned into a metaphor with the use of later poets. In this study, the place that the concept of ahvel holds in the Sufi tradition, its transformation process into metaphor, in which contexts it is used, and with which concepts it is associated are determined and analyzed. It is thought that following the path and development process of this concept in poetry can give an idea about the formation and development of the language of poetry
Ahvel şaşı istiare düalizm vahdet-i vücûd mecusilik zoroastrism
Ahvel şaşı istiare düalizm vahdet-i vücûd mecusilik zoroastrism
Ahvel şaşı istiare düalizm vahdet-i vücûd mecusilik zoroastrism
Tasavvuf düşüncesi klasik şiirin anlam dünyasının ve estetik anlayışının şekillenmesinde belirleyici bir etki göstermiştir. Tasavvuf geleneğinde, “Allah’tan başka mevcut yoktur” düsturuyla dile getirilen tevhit yorumunun klasik şiire de büyük ölçüde yansıdığını söylemek mümkündür. Bu tevhit anlayışının şiirdeki tezahürü daha ziyade çeşitli istiareler ve remizler vasıtasıyla olmuştur. Bilhassa teşbih ve istiarenin kullanılması tasavvufun girift ve soyut meselelerine daha sade ve somut bir form kazandırılmıştır. Bu temayülde, söz konusu mevzuların daha anlaşılır kılınması arzusunun rol oynadığı düşünülebilir. Klasik şiirde karşılaşılan ahvel (şaşı) istiaresinin de, ikiciliğin (dualism) reddi ve birliğin ispatı için kullanılan bir unsur olduğu görülmektedir. Ferîdüddin Attâr ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî “çift gören şaşı (ahvel) bir çırak” figürü üzerin ikici (düalist) anlayışın, içinde bulunduğu yanılgıyı bir hikâyede temsil yoluyla sergilemişlerdir. Söz konusu iki hikâyede geçen ahvel kavramı, daha sonra gelen şairlerin kullanımıyla bir istiareye dönüşmüştür. Bu çalışmada, ahvel kavramının tasavvuf geleneği içinde tuttuğu yer, istiareye dönüşüm süreci, hangi bağlamlarda kullanıldığı, hangi kavramlarla ilişkilendirildiği tespit ve tahlil edilmektedir. Bu kavramının şiir içinde kat ettiği yol ve gelişim sürecinin izlenmesi, şiir dilinin oluşum ve gelişim seyri hakkında da bir fikir verebileceği düşünülmektedir.
Ahvel şaşı istiare düalizm vahdet-i vücûd mecusilik zoroastrism
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 5 Sayı: 3 |