Epidemics began to appear with the transition of human beings to the settled life. Throughout history, diseases such as plague, malaria, typhus, diphtheria, syphilis, influenza, smallpox, leprosy, and cholera have killed millions of people. Plague is one of the most common and deadly epidemic diseases. The plague, which recurred frequently from ancient times, had been seen by many societies as God's way of punishing people who sin. However, the measures taken in Europe, especially quarantine, since the 14th century, converted the course of the disease, and thus, from the 17th and 18th centuries the plague was no longer seen in many cities.
The Ottoman Empire faced the plague since its foundation. The existence of a centrally located city like Istanbul caused the plague to be transported here by ships from all over the world. Although the plague recurred at regular intervals, as in Europe, it was late to take preventive measures, and therefore the first quarantine application was only implemented in the 1830s. This situation was attributed to the fatalistic and callous attitude of the Turks, both as a state and as a people, in the West. This study aims to show that the state and the Muslim population take some precautions against diseases and try to fend off diseases as much as possible, even though it was late to implement quarantine.
Salgın hastalıklar insanoğlunun yerleşik hayata geçmesiyle birlikte görülmeye başlamıştır. Tarih boyunca veba, sıtma, difteri, grip, çiçek, cüzzam ve kolera gibi hastalıklar milyonlarca insanın ölümüne neden olmuştur. Veba, salgın hastalıklar içerisinde en yaygın ve en öldürücü olanlardan biridir. Eski çağlardan itibaren sık sık tekrar eden veba, birçok toplum tarafından Tanrı’nın günah işleyen insanları cezalandırma yöntemi olarak görülmüştür. Bununla beraber Avrupa’da XIV. yüzyıldan itibaren başta karantina olmak üzere alınan önlemler hastalığın seyrini değiştirmiş ve bu sayede XVII. ve XVIII. yüzyıllardan itibaren birçok şehirde veba artık görülmez olmuştur.
Osmanlı Devleti, daha kuruluşundan itibaren veba ile karşı karşıya kalmıştır. İstanbul gibi merkezi konumda bulunan bir şehrin varlığı vebanın dünyanın her tarafından gelen gemiler vasıtasıyla buraya taşınmasına neden olmuştur. Veba belirli aralıklarla tekrar etmesine rağmen Avrupa’da olduğu gibi önleyici tedbir almada geç kalınmış ve bu nedenle ilk karantina uygulamasına ancak 1830’larda geçilebilmiştir. Bu durum Batı’da, Türklerin hem devlet hem de halk olarak kaderci ve vurdumduymaz tavrına bağlanmıştır. Bu çalışma, karantina uygulamasına geçmede geç kalınmış olsa da hem devletin hem de Müslüman ahalinin hastalıklara karşı birtakım tedbirler aldığını, eldeki imkânlar ölçüsünde hastalıkları savuşturmaya çalıştıklarını göstermeyi amaçlamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Nisan 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 16 |