Amaç: Kronik
obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH)'nda hava yolu inflamasyonu, biyobelirteçler
kullanılarak ölçülebilir. Bu çalışma, sistemik inflamasyonun biyobelirteçlerini
kullanarak KOAH'ın heterojenliğini araştırmak için yapılmıştır.
Gereç ve Yöntem: 19
KOAH'lı hastanın toraks bilgisayar tomografisi amfizem baskın ve kronik bronşit
baskın olmasına göre değerlendirildi ve kan biyobelirteçleriyle
karşılaştırıldı.
Bulgular: Çalışma
grubunun yaş ortalaması 72,1±8,0 yıldı. KOAH fenotipiyle kan biyobelirteçleri
arasında bir fark saptanmazken, amfizem baskın ile kronik bronşit arasında, toraks
anteroposterior (AP) ve transvers çap açısından istatistiksel olarak anlamlı
fark saptanmıştır. AP çap/transvers çap oranı ile TNF-alfa arasında pozitif
yönlü güçlü istatistiksel olarak anlamlı korelasyon saptandı.
Sonuç: Yaygın kronik
bronşitli hastalar ile yaygın pulmoner amfizemi olan hastalar arasında inflamatuar
biyobelirteçler açısından anlamlı fark bulunmaması, bu iki klinik ve
fonksiyonel fenotipin benzer inflamatuar bir paterne sahip olabileceğini
düşündürmüştür. Sonuç olarak, KOAH'ın fenotipik ayrımı ya da tedaviye yanıtın
değerlendirilmesi için biyobelirteçlerin kullanımına büyük bir ilgi vardır.
Sonuçlarımızın, daha büyük klinik çalışmaların planlanmasında fayda
sağlayacağını düşünüyoruz.
Purpose: Airway inflammation in chronic obstructive pulmonary disease (COPD) can
be measured using biomarkers. This study was conducted to investigate the
heterogeneity of COPD using biomarkers of systemic inflammation.
Materials and Methods: Thirty-six patients with COPD had thoracic computer
tomography assessed as predominantly emphysematous and chronic bronchitis
predominance and compared with blood biomarkers.
Results: The mean age of the study group was 72,1±8,0 years. There was a
statistically significant difference between AP and transverse diameter between
emphysema predominant and chronic bronchitis. There was a positive
statistically significant correlation between thorax anteroposterior (AP)
diameter and transverse diameter ratio and TNF-alpha, while no difference was
found between COPD phenotype and blood biomarkers.
Conclusion: The absence of a significant difference in
inflammatory biomarkers between patients with diffuse chronic bronchitis and those
with diffuse pulmonary emphysema suggests that these two clinical and
functional phenotypes may have a similar inflammatory pattern. In conclusion,
there is great interest in the use of biomarkers for assessing phenotypic
discrimination or response to COPD. We think that our results will be
beneficial in planning larger clinical trials.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İç Hastalıkları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 4 Mayıs 2020 |
Gönderilme Tarihi | 8 Ekim 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 29 Sayı: 1 |