Altın,
geçmişten bugüne tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun tercih edilen bir
değerli madendir. Ancak, takı ve mücevher ağırlıklı kullanılan bu değerli
varlıklar çoğunlukla kayıt dışıdır. Ekonomik kalkınma ve gelişme için ihtiyaç
duyulan sermayenin bu şekilde atıl durumda kalması, ülke açısından önemli bir
kayıp olarak görülmektedir. Bu varlıkları ekonomiye kazandırmak amacıyla altın,
2000 sonrası bankacılık sistemine çekilerek kayıt altına alınmaya başlanmıştır.
Böylece altın, tasarruf aracı olmak yanında aktif bir finansal araca da dönüşmüştür.
Bir yandan bankalara fon olarak girişi sağlanırken, öte yandan altın fonu
kullanmak isteyenler açısından yeni bir ürün, kaynak ortaya çıkmıştır. 2000’ler
sonrası hızlanan yasal düzenlemeler sonucu bankalar toplamaya başladıkları
fiziki altın mevduatı karşılığında, altın kredisi kullandırmaya başlamışlardır.
Bu gelişme, altını kişisel tasarruf olmak yanında bankaların finansal
tablolarında gün geçtikçe daha fazla yer alan kıymete dönüştürmüştür. Yüksek likiditesi
nedeniyle, ayrıca bankalar açısından önemli bir teminat ve rezerv kıymet
olmuştur. Bu çalışmanın amacı; son yıllarda bankacılık sistemine giren altın
mevduat hesapları ve bunların bankalar açısından nasıl
muhasebeleştirileceğidir. Çalışma kapsamında, altın bu niteliklerine ait
uygulamalar ile cari bazı işlemlerin muhasebeleştirilmesi konvansiyonel ve
katılım bankaları bazında örneklerle incelenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İşletme |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2019 |
Gönderilme Tarihi | 7 Ağustos 2019 |
Kabul Tarihi | 16 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 4 Sayı: 3 |